Polatlı Gündem Haber

reklam

Beştepe krizde, Silivri çare değil

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
Beştepe krizde, Silivri çare değil
64 views
03 Şubat 2025 - 7:50
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

Beştepe krizde, Silivri çare değil
Beştepe ve Silivri, üzerinden kurulan siyaset iktidarı ayakta tutmaya yetmiyor. Erdoğan’ın yargıyla gidebileceği mesafesi sınırlı. Rejime karşı mücadeleye odaklanmayan muhalefet ise ancak Erdoğan’a tekrar can simidi olur.

Erdoğan haftada iki ya da üç kez AKP’lilere konuşuyor. Bunlardan biri il kongresi olacak şekilde ayarlanıyor. İl kongreleri ruhsuz, mesajsız ve iddiasız geçiyor. Salonda Cumhurbaşkanı’nın konuşmasını dinleyen bile yok. Konuşmasının arka fonunda mutlaka ezberlenmiş sloganlar atan gençlerin sesini duyacaksınız. Ağzından çıkan her sözcük bırakın geniş kitlelere ulaşmayı kürsünün önüne düşüyor. Çünkü ülkenin içinde bulunduğu kriz o kadar derin ve ağır ki halkta Erdoğan’ı dinleyecek mecal bile bırakmamış durumda. Üstelik ufukta çözüm de görünmüyor. Durumun farkında olan iktidarın daha rahat günler için halka verdiği tarih 2025 sonu olarak revize edilmiş.

Durumu daha iyi anlamak için birkaç rakama bakmak yeterli aslında: Tüketici kredileri, 1 trilyon 945 milyar 347 milyon 600 bin liraya ulaştı. Bireysel kredi kartları 1 trilyon 833,1 milyar TL’ye çıktı. Ticari krediler 2 trilyon 106 milyar 156 milyon 734 bin liraya olurken, kredi kartları bakiyesi 2 trilyon 340 milyar 578 milyon 377 bin liraya çıktı. Bu rakamlara bağlı olarak takipteki kredi ve kredi kartı sayısında patlama yaşandı.

Halkın çok büyük bölümü borçla yaşıyor. Çünkü geliri en temel ihtiyaçlara bile yetmez durumda. Asgari ücretli ve emeklilerin toplam nüfusun üçte birinden fazlasını oluşturuyor. Aldıkları ücret ise açlık sınırının altında.

Sadece bu fotoğraf bile tek başına iktidarın cilasını dökmeyi yeter. Demokrasi ve adalet gibi temel sorunlar da eklenince dibe vurmuş bir iktidarla karşılaşırız. Büyük hazırlıkla duyurulan “terörsüz Türkiye” diye ifade edilen sürecin de iktidarın istediği rüzgârı yaratamamasının arkasında bu başarısızlık ve güven eksikliği yatıyor.

İktidarın elinde gelecek vizyonu adına anlatabileceği bir tek Suriye’de yaşanan rejim değişimi kaldı. Ama son gelişmeler gösterdi ki ne Trump, ne Netanyahu ne de Colani Ankara’ya istediğini vermek için gönüllü değil. Suriye’de de işler iktidar için iyi gitmiyor.

Kongre havasından, bakanların performansına, yönetimi dışında kalanların eleştirilerine kadar nereye bakarsanız bakın dökülen bir yapı görürsünüz. Beştepe’deki sarayın tüm odalarına hâkim olan tedirgin havanın nedeni de tam da bu durum.

KORKU İKLİMİ YETERLİ OLMADI
Ülkenin hiçbir sorununa yanıt veremeyen iktidar, çözümü halka baskıyı artırmada buldu. Belediyelere kayyum atamaları devam ediyor, teğmenler ihraç ediliyor, gözaltılar ve tutuklamalar sürüyor. İktidar kafasını kaldıranı ezmeye çalışıyor. Her şeyi yapabileceğine dair güç gösterisi içinde.

Bu politika ilk günlerde belli bir etki yaratsa da baskılar toplumun tüm kesimlerine yayıldığı oranda etkisi de giderek azaldı.

Son kamuoyu yoklamaları da gösteriyor ki toplumun neredeyse tamamı yargı üzerinden işletilen bu sürecin siyasi olduğu konusunda hem fikir ve desteklemiyor. Bahçeli ve Erdoğan‘dan gelen destek mesajlarına rağmen teğmenlerin ihraç edilmesine toplumun yüzde 80’inin “hayır” demesi bile tek başına yeterli bir örnek.

Öte yandan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Çağlayan Adliyesi’ndeki ifade verme sürecinin muhalefetin birlik gösterisine dönüşmesi işlerin iktidar için iyi gitmediğini de gösteriyor. İktidarın baskı siyaseti bumerang gibi kendini vurmak üzere.

MUHALFET İÇİN SINAV ZAMANI
İktidar topuyla tüfeğiyle saldırıya geçti. Bu süreç aynı zamanda iktidarın sınırlarını da göstermesi açısından önemli. Eli tamam açık masada oturuyor.

Görünen o ki ister Erdoğan ister Cumhur İttifakı’ndan başka bir isimin bu şartlar altında bile seçim kazanma ihtimali neredeyse kalmadı. İktidarın tek umudu muhalefetin önümüzdeki süreçte bir kez daha büyük bir hata yapması. Hiç kuşku yok ki bu hatanın en büyüğü “cumhurbaşkanı adayı kim olsun” tartışması olacaktır. Rejime karşı mücadeleye odaklanmak yerine bugün ismi geçenler ya da yeni ekleneceklerin adaylık yarışı Erdoğan’a bir kez daha can simidi atmanın ötesine geçemez. Muhalefetin böyle bir hata yapma potansiyelinin hala çok güçlü olarak varlığını sürdürdüğünü hatırlatmakta fayda var.

Beştepe ve Silivri rejimin iki sembol mekânı. Bugün itibariyle bu iki yapı “içeridekilerle” birlikte iktidarı ayakta tutmak için yeterli etki yaratmaktan uzak. Erdoğan ve yargıyla gidilebilecek yerin menzili buraya kadar, daha uzağı yok.

∗∗∗

SUAT TOKTAŞ’A
Türkiye’de iyi gazeteciler her dönem var olmuştur. Ama hem mesleki olarak iyi hem de dünya ve ülkedeki gelişmeleri yakından takip edip halk yararına yorumlayan gazeteci sayısı o kadar çok değildir. Suat Toktaş sadece iyi bir yönetici ve gazeteci değil aynı zamanda her konuda görüşünü merak edeceğiniz bir isim. Her sohbet, ondan öğreneceğiniz bir bilgiyi cebinize koyma garantisi verir.

Suat Toktaş şimdi cezaevinde. Hamuru iyi karılmış bir kuşaktan geliyor. Eminim ki yaşadıklarının nedeni onun zihninde çok berrak ve o nedenle içeride hiç zorlanmayacak. Ama onun hayatı kolaylaştıran varlığından destek alan “dışarıdakiler” için aynı şeyi söylemek zor.

Yine de biliyoruz ki hep birlikte mücadele ederek, dayanışma içinde bu süreci de aşacağız, tıpkı daha önceleri olduğu gibi. En kısa sürede görüşmek üzere…

https://www.birgun.net/makale/bestepe-krizde-silivri-care-degil-596264

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
REKLAM ALANI

(336x280px)

Anasayfa Sağ Bloka Esnek veya Sabit ölçülerde SINIRSIZ reklam alanını şablon olarak ekleyebilirsiniz. Şuan örnek olarak sadece 2 reklam kullanıldı.

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.