Çözüm süreci tıkandı mı?
İktidar ile Kürt hareketinin, 1 Ekim’deki tokalaşma ile başlayan ve ismi hâlâ konulmayan sürecin ilerleyebilmesi Rojava konusundaki gelişmelere bağlı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin TBMM’nin yeni yasama yılına başladığı 1 Ekim günü DEM Parti milletvekillerine elini uzatması ile başlayan sürecin üzerinden dört ay geçti. Bu arada sürecin adı üzerinde bile uzlaşma sağlanamadı. Taraflar kamuoyuna yansıyan ve siyahla beyaz kadar birbirinden uzak olan talepleri konusunda bir noktaya gelemedi.
İktidar, “PKK silah bıraksın” derken Kürt siyaseti “Demokratik değişim ve dönüşüm” dedi. Dört ayın sonunda gelinen aşamada ise bir ilerleme olmadığı görüşü genel kabul görürken “Süreç bitti mi ?” soruları da soruluyor.
Bahçeli’nin DEM Parti milletvekillerinin ellerini sıkmasının ardından süreç hızlı başladı. İmralı Cezaevi’nde bulunan Abdullah Öcalan‘ın muhatap alınması talebi iktidardan karşılık bulunca 4.5 yıl sonra adaya ziyaretler yapıldı. “Aile ziyareti” kapsamında yeğen Ömer Öcalan, sürecin yürütücüleri olarak da DEM Parti Milletvekilleri Pervin Buldan ile Sırrı Süreyya Önder, Abdullah Öcalan’ı ziyaret etti. Ziyaretler bağlamında açıklamalar yapıldı ve açıklamalar genellikle tek taraflı oldu. İmralı Heyeti ve Kürt siyasetinin temsilcilerinin açıklamaları birbirini kovalarken iktidar daha çok sessiz kalmayı tercih etti.
İktidarın açıklamaları MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin grup toplantılarında yaptığı konuşmaların ötesine geçmedi. “Erdoğan süreci sahiplenmiyor” değerlendirmeleri arttıkça da Erdoğan bir iki cümle söyledi ama bunlar da özü itibarıyla tehdit kokan, üstenci açıklamalar oldu.
‘ZİYARET TRAFİĞİ TAMAMLANDI’
Heyetin iki ziyaretinden sonra üçüncü ziyaret beklenirken AKP Sözcüsü Ömer Çelik’ten sürpriz açıklama geldi. DEM Parti’nin İmralı tecridinin kaldırılması talebini karşılamak bir yana Çelik, “Ziyaret trafiği tamamlandı. Bundan sonra beklenen terör örgütünün tasfiye edilmesiyle ilgili çağrının ortaya çıkması” dedi. Bu yanıt doğal olarak sürecin bitip bitmediği sorularına yol açtı. Taraflardan sürecin bitmediği açıklamaları gelse de Ankara’ya hâkim olan görüş, sürecin şimdilik donduğu yönünde. “Silah bırakma çağrısı”na endekslenen iktidar beklentisi karşılanana kadar en azından kamuoyu önünde sürece ilişkin bir temasın yürütülmesi beklenmiyor. Bu arada İmralı’daki gayri resmi görüşmelerin sürdüğü ancak adaya gidiş gelişler şeklindeki bir trafiğe şimdilik tanık olunmayacağı ifade ediliyor.
Kürt hareketi tarafından gelen İmralı tecridinin kaldırılması, Öcalan’a rahat çalışacağı bir ortamın sağlanması, kayyum politikasından vazgeçilmesi, güvenlikçi söylemler içeren, düşmanlaştırıcı dilin terk edilmesi ve Rojava’daki operasyonların sona erdirilmesi talepleri karşılanmadı. Bunların karşılanacağına ilişkin en küçük bir emare de yok. İktidar bugüne kadar sadece İmralı ziyaretlerine izin verdi şimdi bundan da vazgeçtiğini duyurdu.
RACON KESİYORLAR
Tabanlarında var olan barış özlemini dillendiren Ömer Öcalan da gelinen aşamada, iktidardan gelen açıklamaların sürece zarar verdiğini belirterek “Bu negatif dil terk edilmeli” çağrısı yaptı.
Kürt hareketinin tabanında sürece yönelik kuşkular bulunduğu ve iktidarın bunları gidermeye dönük hiçbir adım atmadığı da bir gerçek. Ömer Öcalan’ın açıklamasında buna yönelik de ifadeler yer aldı, “Sert, ötekileştiren, racon kesen, siyasetin ve barışın diline aykırı bir dil kullanıldığı zaman insanlara inandırıcı gelmez. İnsanlarda bir kaygı var, gerekçesi de budur” dedi.
Ömer Öcalan, iktidardan gelen ve “Silah bırakma” dan öteye gitmeyen yaklaşıma da “Önce silahı ortaya çıkaran sebepler ortadan kaldırılmalı. Aşırı ısrar, arabayı atın önüne koyan yaklaşımlar, yapılması gerekeni en başta söylemek, en başta söylenmesi gerekeni zamana yaymak yaşanabilecek gelişmelere zarar verir” karşılığını verdi.
YÖNETİCİLER CİDDİYETSİZ
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan da bir basın toplantısı düzenleyerek benzer açıklamalarda bulundu. Herkesin savaşın bitmesini beklediğini aktaran Doğan, süreçte yaşanan sıkıntıları gösteren şu ifadeleri kullandı:
“Çağrı yapılması bekleniliyor ve herkes savaşın bitmesini istiyor. Silah yöntem olarak kullanılmasın, buna ihtiyaç duyulmasın, bunun nedenleri ortadan kaldırılsın diyoruz. Sayın Öcalan mesajlarını DEM Parti İmralı heyeti aracılığıyla kamuoyuyla paylaştı. Ekim’den bu yana aylar geçti. Sayın Bahçeli sürekli çağrılarını yeniliyor. Sayın Bahçeli ‘Tüm samimiyetimle bu çağrının gelmesini bekliyorum’ diyor. Tüm samimiyetimizle ve açıklığımızla hazır olduğumuzu söylüyoruz. Sayın Öcalan da aynı şeyleri söylüyor. Ama ülkeyi yönetenler adım atmıyorlar. Ülkeyi yönetenler sorumluluk almıyor ve ciddiyetle yaklaşmıyorlar.”
Doğan’ın basın toplantısında sorduğu “Devlet hazır mı?” sorusu aslında Cumhur İttifakı’nın yaklaşık 50 yıldır süren çatışma sürecini sona erdirme konusundaki samimiyeti ile ilgili kuşkuların bir ifadesi oldu.
RAHATSIZLIK BÜYÜYOR
Gelinen aşamada bilindik anlamda bir çözüm iradesinin iktidar tarafından ortaya konulacağı umutları oldukça zayıfladı. Ancak Kürt siyasetini bekleyen daha ciddi bir sorun orta yerde duruyor. Bir süredir var olduğu bilinen görüş ayrılıkları son süreçte daha da arttı. Kürt hareketinden birbirinden çok farklı görüşler dillendirildi. Barışın sağlanmasını herkesten daha çok istediği tartışılmaz olan bölge insanı, etkili isimler ve bazı gruplar iktidarın negatif tutumundan duydukları rahatsızlığı dillendirip, AKP-MHP ortaklığının samimiyetini yüksek sesle sorguluyor.
DEM PARTİ TABANA GİDİYOR
Bu görüş ayrılıklarını gidermek, olabildiğince ortak bir noktada buluşabilmek, bundan sonra izlenecek yolun ortaklaşa belirlenmesini sağlayacak bir süreç yürütülecek. “Toplumsal Barış ve Özgürlük Buluşmaları” adı altında bu hafta sonu başlaması planlanan bu görüşmelerde barış ve çözüm arayışı toplumsallaştırılmaya çalışılacak. Parti yöneticileri ve milletvekilleri bölge illerinin tamamında yapacakları toplantılarda halkta var olan endişeleri gidermeye çalışırken bundan sonra olumlu ya da olumsuz ortaya çıkacak duruma karşı tabanı konsolide etmeye çalışacak.
ROJAVA BELİRSİZLİĞİ
İktidar tarafı Kürt hareketi için kırmızı çizgi olan Rojava konusunda şimdilik farklı bir tutum takınmayı planlamıyor. Bu konuda başta ABD olmak üzere bölgedeki aktörlerin tutumunun belirleyici olması dolayısıyla şimdilik beklemeyi tercih etmek zorunda kalıyor. Bu arada operasyonlar da sürüyor.
Suriye Demokratik Güçleri Komutanı Mazlum Abdi’ye dayandırılarak verilen bir haberde Öcalan’ın 15 Şubat’ta çağrı yapacağı aktarılsa da henüz bunun sağlanacağı bir zeminin oluşmadığı görüşü ifade ediliyor. Abdi de “Rojava ve Suriye’nin kuzeydoğusuyla ilgili bir şeyler olacağını düşünüyoruz” diyerek süreçteki kilit konuyu dillendiriyor.
Bundan sonrasını Türkiye’nin çoğunlukla etkisiz aktör olduğu Ortadoğu’daki gelişmeler belirleyecek. Rojava kilidinin açılıp açılmaması sürecin kaderinde etkili olacak.