Seçmen alternatif arıyor
Rejim, yerel seçimde ağır yenilgi almasına rağmen oyun kurmayı başardı. İktidarın gündemine hapsolan muhalefet ise seçmen nezdinde alternatif olamadı. Anketlere göre Meclis partilerinin hiçbirinden umut yok.
31 Mart yerel seçimlerinden ağır yenilgiyle çıkan rejim, aradan geçen yaklaşık 7 buçuk aylık süreçte ekonomiden yargıya her alanda krizlerle boğuşsa da her seferinde gündem belirlemeyi başardı.
“Yumuşama-normalleşme”, “çözüm süreci”, yeni Anayasa, video ve fotoğraflar üzerinden verilen tematik mesajlar, Abdullah Öcalan çağrısı, Atatürk çıkışı, ortak Türk alfabesi gibi ortaya atılan pek çok konu başlığı, kısa sürede muhalefetin gündemine girmeyi başardı.
Seçimde birinci parti olma üstünlüğünü yitiren, anketlere göre oy kaybını sürdüren, moral üstünlüğünü kaybeden, toplumsal rıza üretmekte zorlanan rejim, oyun kurma yeteneği sayesinde muhalefeti kendi minderine çekti. Bu sayede yaşadığı yenilgiyi kamuoyunda unutturan iktidar nefes alma şansı yakaladı. İktidarın kurduğu oyunlara güçlü bir yanıt veremeyen muhalefet ise siyaseti, rejimin ihtiyaçlarına göre okumak yerine günlük tartışmalara odaklandı. Yumuşama beklentisini sürdürdü, “çözüm” tartışmalarında samimiyet arandı.
HİÇBİRİ DİYENLER BİRİNCİ PARTİ
Yerel seçimlerin başta CHP olmak üzere muhalefetin yelkenini dolduran değişim rüzgarı sönümlenmeye yüz tuttu. Kamuoyu yoklamalarına göre seçimden sonra da devam eden muhalefetteki sıçrama giderek yavaşlarken, kitlelerin ülke sorunlarını çözecek alternatif bir partiye olan inancı da zayıfladı. Asal Araştırma’nın son anketinde “Türkiye’nin sorunlarını hangi siyasi parti çözer?” sorusuna verilen yanıtlar dikkat çekti. Ankete göre ülke sorunlarını hiçbir partinin çözemeyeceğini düşünenlerin oranı yüzde 40’a dayandı. Aynı araştırmanın geçtiğimiz yılki temmuz ayı verilerinde katılımcıların yüzde 27’si ülke sorunlarını AKP çözer derken yüzde 26,7’si “hiçbiri” yanıtını vermiş, CHP diyenlerin oranı ise yüzde 18’de kalmıştı.
KARARSIZ ORDUSU GİDEREK BÜYÜDÜ
Aradan geçen 1 yılı aşkın süreçte “hiçbiri” yanıtını verenlerin oranı muhalefetin yerel seçimde kazandığı başarıya rağmen yüzde 13,3 oranında artarken AKP’nin çözeceğine olan inanç ise yüzde 6 oranında azaldı. Dikkat çeken bir başka anket ise MetroPOLL Araştırma’nın 12-14 Ekim 2024 tarihli araştırmasında ölçüldü. Bu araştırmaya göre seçmenlerin yüzde 70’inden fazlasının Türkiye’de bir muhalefet boşluğu olduğu kanısında. Araştırmada AKP ya da CHP diyenler yüzde 20’de gezerken “kararsızım” diyenlerin oranının yüzde 35’e dayanması da dikkat çekti. İktidarın neden olduğu onca yıkıma rağmen seçmenin, muhalefet partilerini ülke sorunlarını çözecek bir alternatif olarak görmeme nedenleri ise seçimden bu yana yapılan şu kritik hatalar oldu:
• Normalleşme-Yumuşama: 31 Mart seçimlerinin hemen ardından iktidar, kamuoyunda ciddi bir beklenti yarattı. CHP Lideri Özgür Özel, Erdoğan ve Bahçeli’yi ziyaret etti, günlerce yumuşama mesajları verildi. Meclis açılışında Erdoğan salona girdiğinde ayağa kalkıp kalmama tartışması yaşandı. Gazete ve televizyonlar bu meseleyi günlerce manşetlere taşıdı. Gelinen süreçte yumuşama bir yana iktidarın daha da sertleştiği görüldü. Geri çekilip çekilmediği tartışılan “Etki Ajanlığı” Yasası ise rejimin kendini korumak adına neler yapabileceğini gösterdi.
• Yeni Anayasa: Uzun süredir yeni bir Anayasa yapılmasını savunan iktidar, Erdoğan’a bir kez daha başkanlık koltuğuna oturtacak formül için kolları sıvadı. İktidar cephesinin önde gelen aktörleri her fırsatta yeni Anayasa mesajı verdi. Muhalefet partilerini ziyaret ederek destek istedi.
7 BUÇUK AYDA NELER YAŞANDI?
• Çözüm tartışması: MHP Lideri Bahçeli’nin 1 Ekim’deki Meclis açılışında DEM Parti grubunun yanına giderek tokalaşmasıyla başlayan süreç, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ı Meclis’e davet etmeye kadar gitti. Bahçeli, Meclis’teki haftalık Salı grup toplantılarında Öcalan çağrısını yineledi. Geçtiğimiz hafta ise ağzındaki baklayı çıkardı. “Eğer terör hayatımızdan atılırsa, enflasyon canavarına kesin bir darbe indirilirse, Türkiye siyasi ve ekonomik istikrarının zirvesine çıkarsa Cumhurbaşkanımızın bir kez daha seçilmesi doğru bir tercih değil midir?” ifadelerini kullandı. Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atanmasının ardından DEM Partili Batman, Mardin ve Halfeti belediyelerine de kayyum atandı. DEM Parti’den Bahçeli’ye verilen yanıtta ise “Uzattığın eli tuttuk, ortağın baltaladı” ifadeleri kullanıldı. Bu tartışmalarda Bahçeli’nin Öcalan çağrısından Erdoğan’ın haberi olmadığı şeklinde yorumlar da yapıldı.
• Tematik mesajlar: Ucu somut bir yere çıkmasa bile MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin kendisinin ya da partisinin sosyal medya hesabından yayınladığı video ya da fotoğraflar çokça paylaşıldı. Kamuoyunun yoğun ilgisini çeken mesajlar üzerinden AKP ile MHP ya da Erdoğan ve Bahçeli arasında çatlak mı var sorusu dillendirildi. Son olarak MHP’nin resmi X hesabından ‘Vakit tamamdır, söz konusu vatandır’ başlıklı bir video yayınlandı. Bahçeli’nin fotoğraflarıyla servis edilen videoda, “Ülkücülük ülken için tüm dünyayı karşına almaktır bazen” , “Bazen çok şey söyleseniz de kalabalıkta kaybolur, yalnız kalırsınız bazen ne yakınınız bile anlamaz sizi” vurguları dikkat çekti. Cumhur İttifakı ortakları arasında bir uyumsuzluk olduğunu vurgulayan CHP Lideri Özel, “Bahçeli ya bir şeylerin önünü kesmek ya da ön açmak için yapmış olabilir. Ön kesmek istiyorsa ittifak krizi ile karşı karşıyayız, diğeri ise teknik bir aksaklıktır. Tarafların birbirine beklenmedik jestler yapması, başta anlaşılmış jestlerden daha büyük etki yaratır” yorumunda bulundu. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Cumhur İttifakı olarak bu konuda tam mutabakat içinde olduklarını vurguladı.
TOPLUMUN TALEPLERİ ISKALANIYOR
İktidarın kurduğu oyun planının parçası olan muhalefet toplumun asıl sorunlarına odaklanamıyor. Kamuoyu yoklamaları halkın derdinin AKP-MHP arasında çatlak ya da normalleşme, yumuşama gibi gündemlerin olmadığı görülüyor. Neredeyse tüm kamuoyu araştırmalarında ülkenin en yakıcı sorununun açık ara ekonomi, işsizlik, yüksek enflasyon olduğu görülüyor. Yeterince gündem olamasa da tarım üreticileri yaz boyunca ülkenin farklı noktalarında eylemler düzenledi. Yaşam savunucuları ağacı, suyu, doğası için mücadeleye devam ediyor. Pek çok fabrika ve işyerinde grevler yaşanıyor. Özel hastanelerde ölen bebeklerden yoksulluk nedeniyle derme çatma evlerinde ölen çocuklara dek büyük bir yıkıma neden olan bu rejime karşı yükselen itirazları birleştirecek bir muhalefete olan ihtiyaç her geçen gün artıyor.
∗∗∗
YENECEĞİZ RÜZGÂRI YİTİRİLMEMELİ
Yön Eylem Araştırma Koordinatörü Derya Kömürcü:
İktidarın iki ortağı Erdoğan ve Bahçeli, yaklaşık 2 aydır tekrar gündeme karar verir hale geldiler. Siyasi arenada bir kez daha ele geçirdikleri bu üstünlükle de kendilerini tekrar tekrar tartıştırabiliyorlar. Bahçeli’nin fotoğraflar ve videolarla öne çıktığı görüntü, iktidar blokunun bu gündemi ele geçirme durumuyla doğrudan ilişkili bir hal alıyor.
Yani bir yandan ülke sorunları konuşulmazken diğer bir yandan 31 Mart sonrası muhalefete geçen üstünlük ortadan kayboldu. Bu anlamıyla ülkede de bir kez daha siyasi iklimi değiştirmeyi başardı Erdoğan ve Bahçeli.
Ayrıca bu değişen iklimde ülkede birinci partinin kim olup olmadığından bağımsız bir çizgi var. Dolayısıyla iktidarın eline geçen gündem belirleme ve yön verme hali zaten uzun zamandır değişim isteyen seçmene de kararsızlıklardaki artış olarak yansımaya devam ediyor. Seçmen kitlesi bir yandan iktidara rıza göstermezken diğer yandan muhalefete de güven duyamıyor.
Özellikle yine son 2 ay içerisinde CHP’nin içe döndüğü tartışmaları ve yaptığı zikzaklar da bunu artırıyor. Genel tabloya bakarsak bu kararsızların büyük kısmı hala AKP’den kopan insanlar ancak burada yaşanan birikme ve düzenli artış bize hala bu kopan kitlenin muhalefette birleşmediğini gösteriyor.
Öte yandan rejimin kayyum hamlelerine muhalefet henüz etkili bir yanıt verebilmiş değil. Ve bu etkisizlik CHP içerisindeki ulusalcı damarı ve CHP’ye gelen İYİ Parti seçmenini de kararsızlığa itmeye başlamış durumda. Siyasi gelişmelere bakılırsa rejimin çözülmekte olduğunu ve vadesinin dolarak gideceğini düşünen muhalefete karşı Erdoğan bir kez daha oyunu kuran pozisyona ulaştı. Böyle bir tabloda da yapılması gereken şey aslında yerel seçimlerde de gördüğümüz ‘iktidarı yeneceğiz’ rüzgârını yitirmemek.
Bugün bunu sağlamanın en birincil yollarından birisi ise muhalefetin ortak hedefi olan bu rejimden kurtulma mücadelesini elden bırakmaması gerekiyor.
Ancak gelinen yer itibarıyla muhalefet daha çok esas meseleyi kaçırıyor havasına sahip. İktidar blokuna karşı yükselecek bir mücadeleden çok birbirlerini rakip gören tutumları, kurulan oyunun çerçevesinde hareket etmeleri esas meseleyi gölgeliyor. Dolayısıyla bu yaratılan gündemlere kanmadan bu ülkeyi bu hale getiren iktidar blokuyla doğrudan mücadele etmek bu kararsızlar tablosunu da bozmak için gerekli.