Polatlı Gündem Haber

reklam

Herkes sahada, bir tek onlar yok: Muhatap kim?

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
Herkes sahada, bir tek onlar yok: Muhatap kim?
84 views
06 Ocak 2025 - 8:55
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

Herkes sahada, bir tek onlar yok: Muhatap kim?
Siyaset başka türlü bir yaşamı bilmeyen 100-150 kişinin oyun alanına dönmüş durumda. Oysa olması gereken bu düzenden rahatsız olan tüm kesimlerin, kaderlerinin belirlendiği sürece el koyması.

Bir televizyon programında gazeteciler asgari ücretin açıklanmasından sonra Ankara’da gerçekleşen ve CHP lideri Özgür Özel’in konuşmacı olduğu mitinge katılımı eleştirerek “yurttaş da hakkını aramıyor” mealinde cümleler kurdular. Asgari ücretle ilgili sosyal medyada yaşanan infiale bakılınca mitinge katılım zayıf olarak değerlendirilebilir. Bunca yoksulluğa ve sömürüye rağmen yurttaş neden sessiz? Tepki neden sosyal medyayla sınırlı kalıyor? Korku gerçekten imparatorluk mu kurdu?

GEÇİM OLMAZSA SEÇİM Mİ OLUR?
AKP, Kasım 2002’den bu yana kesintisiz şekilde yönetimde. Siyasal İslamcı iktidar aradan geçen uzun sürede memleketin neredeyse tüm kurumlarını ya yok etti ya da kendine benzetti. En başarılı olduğu konu ise siyaset yapma tarzının bulaşıcı bir hastalık gibi tüm partilerde egemen olması. Halk değil seçmenin olduğu, demokrasinin sadece sandıkla sınırlandırıldığı, kazananın tek başına yönettiği (ister ülke ister parti) siyaset anlayışı olağan sayıldı. Siyaset, adınıza konuşan bir dolu kafanın doluştuğu tiyatro sahnesi oldu. Bu durup dururken de olmadı. Ülke 30 Mart 2014 tarihinden bu yana referandum, yerel, genel, cumhurbaşkanlığı ve ikinci tur olmak üzere 10 seçim yaşadı. Neredeyse her sene bir sandık kuruldu. Son yerel seçimleri dışında tutarsak her defasında iktidar yüzde 52 muhalefet ise yüzde 48’de kaldı. Bak sen şu Allah’ın işine.

İşlerin her kötü gittiği an sandığın gelmesi ve sonuçta hiçbir şeyin değişmemesinin halkta yorgunluk yarattığı çok açık. Her seçim başka bir sandığı çağırdı. Halk sandık bağımlısı haline getirildi. Muhalefet partileri de bu oyunu çok sevdi. Mecliste birkaç sandalye ya da yerel yönetimlerin büyük konforu yeterli geldi. Tıpkı iktidar gibi onların da seçmeni oluştu. Hak alma mücadelesi unutturuldu. Her derdin devası sandık olarak gösterildi.

Bu durumun doğal sonucu da halkla siyasi partiler arasında makasın giderek açılması oldu. Ve partiler halkı Esenyurt’a, Mardin’e, Ankara’ya çağırırken halk da önlerine gelecek sandığı bekler oldu.

Haksızlığa, sömürüye, eşitsizliğe karşı muhataplarının yürüttüğü mücadele dönemleri unutturuldu. Oysa gerçek olan onlardı ve bugün işçinin kıdem tazminatından bahsedebiliyorsak, kamu çalışanları sendikası varsa, memleketin birçok yeri yağmadan kurtarılmışsa bunun sayesindedir. Ne bir seçim ne bir sandık.

BU MASKELİ BALO NE KADAR SÜRECEK?
Bu topraklar tarihin hiçbir noktasında bu kadar yolsuzluğa, yoksulluğa, adaletsizliğe aynı anda tanıklık etmemiştir. Bir kesim lüks içinde yaşarken; çocukların okula aç gittiği, yoksulluktan insanların intihar ettiği ve ülkenin yarısının sefalet içinde kaldığı bir dönem yaşanıyor. Ülkede yaşayan 60 milyon genç, kadın, erkek, çocuk “hayatımızdan memnun değiliz, geleceğin daha iyi olacağını düşünmüyoruz” diyor. Ne hastane ne okul ne kışla ne adliye düzgün işliyor. Halkın büyük bölümü ‘yolumuz oralara düşmesin’ diye dua eder durumda.

Ve lakin bu koşullarda bile ülke medyası bu yaşadıklarımızdan sorumlu olanların ne kadar samimi, ne kadar demokrat ne kadar büyük devlet adamı olduklarını tartışmıyor. Siyaset ülkenin tepe noktalarında yer alan ve başka türlü bir yaşamı bilmeyen 100-150 kişinin oyun alanına dönmüş durumda. Bugün ülkenin içinde bulunduğu zorluklara rağmen muhalefetin içine düştüğü ve çıkamadığı nokta tam da burası. Oysa olması gereken belli. Bu düzenden rahatsız olan tüm toplumsal kesimlerin, yani yaşananların gerçek muhataplarının kendi kaderlerinin belirlendiği sürece el koyması. Bunun için mücadele etmesi.

Ama nasıl? Zor soru ama belki de işe bu üçüncü sınıf tiyatro oyununu izlemeyi bırakarak başlamak gerekiyordur.

∗∗∗

MÜCADELENİN PARLAYAN YILDIZI TÜM EMEKLİLERİN SENDİKASI
Belki de nasıl yapılmalı sorusunun yanıtı için uzağa gitmeye gerek yoktur. Geçen hafta cuma günü açıklanan enflasyon rakamını protesto etmek için ülkenin 43 farklı noktasında sokağa çıkan bir sendika var. Devletin mahkemelerinin sürekli kapattığı bir sendika. Ama onlar inatla sendikalarını tekrar açıyorlar. Paraları yok, arabaları yok, geniş büroları yok. Ama aynı anda ülkenin her yerinden ses verecek örgütlülüğe sahipler. Çoğunluğunu 1955-65 yılları arasında doğanlar oluşturuyor. Yani toplumsal mücadelenin zirve yaptığı yılların gençlerinden bahsediyoruz. En iyi bildikleri şeyi yapıyorlar. Mücadele edip örgütleniyorlar. O yüzden de kısa sürede Tüm Emeklilerin Sendikası’nın üye sayısı 20 bini aşmış durumda. Sadakaya razı değiller. Sadece kendileri için değil torunları için de mücadele ettiklerini biliyorlar. Bu büyük ve onurlu kuşak bir kez daha ülkesi için bir adım öne çıkmış durumda. İzlemeli, destek olunmalı.

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
REKLAM ALANI

(336x280px)

Anasayfa Sağ Bloka Esnek veya Sabit ölçülerde SINIRSIZ reklam alanını şablon olarak ekleyebilirsiniz. Şuan örnek olarak sadece 2 reklam kullanıldı.

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.