SDG denklemin ortasında
ABD, İsrail, Türkiye ve HTŞ arasında SDG’ye yönelik farklı yaklaşım Suriye’deki belirsizliği büyütüyor. Türkiye’nin harekât isteği sürerken İsrail medyası Kürtlerle stratejik bir ittifak kurulmasını istedi. Haaretz aksi halde boşluğun Türkiye tarafından doldurulacağını savundu.

Batılı ve bölgesel güçlerin ardı ardına tanımaya başladığı Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) yönetimi altındaki Suriye’de yeni döneme dair belirsizlikler de pazarlıklar da sürüyor. Hemen her aktörün etkin olmaya çalıştığı ülkede HTŞ yönetimi tüm grupların silahlarını teslim etmesini isterken Fırat’ın doğusunu kontrol eden Suriye Demokratik Güçleri (SDG) denklemdeki kritik yerini koruyor.

Türkiye, Kürtlerin olası bir statü elde etmesine mutlak suretle karşı. Dünkü Kabine toplantısında bu tavır bir kez daha vurgulanırken önceki gün Şam’da HTŞ lideri Muhammed El-Colani ile bir araya gelen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da Ankara’nın pozisyonunu dile getirmişti.

HTŞ-ANKARA SÖZ BİRLİĞİ
Ankara HTŞ vasıtasıyla Suriye’de etkinliğini artırmaya çalışıyor. Fidan “PKK/YPG’ye Suriye’de kesinlikle yer yok” derken ortak basın açıklamasında konuşan Colani de “Hiçbir grupta silah olması kabul edilemez” diyerek SDG’ye yaklaşımlarının mesajını verdi. Ankara, HTŞ’yi Kürtler konusunda yanına çekmeye çalışırken “Federatif bir yönetim beklentilerinin olmadığını söyleyen SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi, HTŞ’den bekledikleri yanıtı almadıklarını söyledi.

ABD’nin şemsiyesi altındaki Suriye Kürtleri, Türkiye’nin olası bir harekatına karşı uluslararası toplumdan destek beklerken İsrail’de Kürtleri kollama sesleri gelmeye devam ediyor.

İSRAİL’DEN SDG’YE MESAJ
İsrail’in sosyal demokrat çizgideki gazetelerinden Haaretz yazarı Itai Anghel dünkü köşe yazısında Kürtlerin bölgede hayatta kalma mücadelesi verdiğini ve bu süreçte İsrail’in önemli bir rol oynayabileceğini belirtti. Anghel’e göre, Kürtler ve İsrail, benzer tarihi acıları paylaşan ve ortak düşmanlara karşı mücadele eden iki halk olarak gerçek bir stratejik ittifak kurma potansiyeline sahip.

Rudaw’daki habere göre Anghel “İsrail, Kürtleri hayatta kalma mücadelelerinde yalnız bırakmamalı” başlıklı bugünkü yazısında “İsrail ile gerçek bir ittifak potansiyeline sahip olan Kürtlerin” Suriye’de Türkiye destekli cihatçılar tarafından başlatılabilecek olası bir saldırının yarattığı tehlike ile karşı karşıya olduğunu söyledi.

İsrail’den daha fazla destek görmeyi hak ettiğini vurgulayan Anghel, Kürtlerin bağımsızlık arayışını İsrail’in devlet kurma mücadelesine benzetti. Yazar, özellikle son on yılda Suriye ve Irak’ta Kürtlerin kendi özerk bölgelerini oluşturmayı başardığını ifade etti, ancak bu bölgelerin halen bir “devlet” olarak tanımlanmadığını hatırlattı.

Kürtlerin bölgedeki düşmanlarının aynı zamanda İsrail’in de düşmanları olduğunu belirten yazar şunları söyledi: “Kürtlerin düşmanları İran, Hizbullah, Esad ve cihatçı gruplardır. Her geçen gün İsrail’e daha düşman hale gelen Erdoğan da cihatçıların dolaylı destekçisidir. Kürtler, İsrail’i bir rol model olarak görüyor. İsrail’in başardığını başarmak istiyorlar.”

Anghel, İsrail’in Kürtlere sağlayabileceği desteği ise şöyle detaylandırdı: “Bugün Kürtler, Türkiye ve cihatçı gruplar tarafından hayatta kalma savaşı verirken, İsrail bu fırsatı kaçırmamalı. İsrail’in ABD Kongresi’ndeki dostları, bir ateşkes çağrısı yaparak Kürtlere destek sağlayabilir. Aynı zamanda İsrail, Kürtlere istihbarat, siber savaş ve savunma teknolojisi yardımı yapabilir.” Anghel, İsrail’in Kürtlerle stratejik bir ittifak kurmaması durumunda bölgedeki boşluğun, “Türkiye’nin hizmetindeki cihatçı gruplar” tarafından doldurulacağını savundu.

İSRAİL YERİNE TÜRKİYE
Bu durumun İsrail için büyük bir güvenlik tehdidi oluşturabileceği uyarısında bulunan Anghel, şunları yazdı: “Eğer İsrail şimdi harekete geçmezse, bu dostluğu kaybedebilir ve yerine Erdoğan’ın yükseltmek istediği aşırıcı gruplar geçer.”

Kürtlerin İsrail’den ilham aldığını belirten Anghel yazısını şu sözlerle tamamladı: “Kürtler, Suriye ve Irak’ta hayatta kalma savaşını sürdürüyor. Bu savaş, yeni Suriye’nin karakterini belirleyecek. İsrail, gerçek bir dostunu kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. Bu tarihi anı kaçırmamalıyız.”

TANIMA FURYASI
Öte yandan Katar ve Suudi Arabistan heyetlerinin ardından Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi de Suriye’deki HTŞ lideri Muhammed el Colani ile bir araya geldi. Suudi Arabistan’dan üst düzey bir heyetin de Colani ile bir araya geldiği bildirildi. Suudi Arabistan’ın Al Arabiya televizyonunda yer alan haberde, Suudi Arabistan Kraliyet Divanı Müsteşarı’nın liderliğindeki bir heyetin Suriye’nin başkenti Şam’ı ziyaret ettiği belirtildi. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi ise Suriye’deki mevcut yönetimle bir ilişkilerinin olmadığını kaydetti.

∗∗∗

KAMPLARI KÜRTLER KORUYOR
20 Ocak’ta görevi devralacak olan ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı olarak belirlediği Mike Waltz, Suriye’de ‘IŞİD’e karşı mücadelenin yanı sıra İsrail’in güvenliğine’ vurgu yaptı. “IŞİD’lilerin tutulduğu kampları Kürt dostlarımız koruyor” diyen Watz, ABD’nin Suriye’deki varlığına ilişkin şu ifadeleri kullandı: Suriye’de herhangi bir şekilde Amerikan postalının dolaşmasına ihtiyacımız yok ama bir gözümüz bu konularda olmalı: IŞİD, İsrail’in sınırları ve Körfez’deki müttefiklerimizle daha geniş dinamikler. Kelimenin tam anlamıyla on binlerce savaşçı ve aileleri bizim desteğimizle Kürt dostlarımız tarafından korunan hapishane kamplarında tutuluyor ve onların tekrar serbest kalmasına izin veremeyiz. Bu bizim birinci menfaatimiz, ikinci menfaatimiz ise İsrail ve sınırları… Üçüncüsü ise Arap ortaklarımızla, göz önünde bulundurmamız gereken dinamikler.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da SDG’ye karşı bir operasyon konusunda Türkiye’ye uyarısını yineleyerek “Yüzü gülen üçüncü tarafın IŞİD olması kimseye fayda sağlamaz” dedi.

https://www.birgun.net/makale/ozaldan-erdogana-bir-koyup-uc-alma-sevdasi-586050