Polatlı Çorbası Tescile Gidiyor: Bir Kase Kültür, Bir Kase Tarih

Polatlı’da bir kâse çorba içilir… Ama öyle sıradan değil; içinde tarih kaynar, kültür taşar, ustalığın eli değmiştir. İşkembe, paça, şırdan… Ve elbette adıyla sanıyla “Polatlı Çorbası.” Şimdi bu eşsiz lezzet, hak ettiği değeri bulmak üzere önemli bir yola çıktı: Coğrafi işaret tescili.

Polatlı Ticaret Odası, bu kadim lezzetin tescillenmesi için resmi süreci başlattı. Bu, yalnızca bir yemek belgesi değil; Polatlı’nın ortak belleğine, kültürel zenginliğine atılan güçlü bir imzadır. “Polatlı Çorbası” sadece bir yemek değil, geçmişten bugüne süzülen bir gelenektir. Altı üstü bir çorba değil; altı emek, üstü sevda doludur.

Bugün bu yolda yürüyenler yalnız değil. Polatlı’nın çorbacı ustaları, bu işin gerçek sahipleri, tarihsel mirasın taşıyıcıları bir bir sahneye çıktı.

Çorbacı Niyazi Usta’nın oğlu Nedim Usta.. Tadım Lokantası’ndan Abdullah Usta, Aruv Lokantası’ndan Adil Usta…Hepsi kazanlarını açtı, tariflerini sundu, “Bu çorba böyle yapılır!” dedi.

Polatlı Ticaret Odası da bu sahici verilerle, belgelere, tanıklıklara ve ustaların deneyimlerine dayanan bir başvuru dosyasını hazırladı. Çorbanın malzemesinden pişirme tekniğine, sunumundan tüketim alışkanlıklarına kadar her detay incelendi. Gerekli bilimsel ve tarihî dayanaklar oluşturuldu.

Unutmamak gerekir ki, bu yolculukta Yasin Yavaş gibi , Murat Kulat gibi  unvanını hakkıyla taşıyan isimler de yer aldı. Özüm Çorba, Hancı Çorba, Lezzet Çorba, Es-Es Çorba, Sedat Polatlı Çorba, Anadolu Çorba Sarayı… Hepsi bu kültürün parçaları, bu lezzetin bekçileri.

Ticaret Odası’nın attığı bu adım, sadece bir yemek için değil; Polatlı’nın kendisi için önemlidir. Ortak kültürler şehirleri şehir yapar. Tabelaların ötesine geçer, insanların gönlünde yer eder. Betonun arasından yükselen gerçek bir kimliktir bu. Tescilli bir çorba, aslında tescilli bir kimliktir. Polatlı’nın kokusunu, tadını, ruhunu taşıyan bir semboldür.

Polatlı Çorbası tescillenmelidir. Çünkü bu çorba bizimdir. Bu çorba, Polatlı’dır.