Bir yandan “yumuşama” söylemine sarılıp diğer yandan kayyum siyasetini tam gaz devam ettiren AKP-MHP iktidarın ülkeyi yönetme şansı neredeyse tükendi. İçerideki çatlakların derinleştiği, ekonomiden yargıya, bürokrasiden kayyumlara dek krizlerle boğuşan rejimin her saniyesi ülkeyi daha fazla uçuruma sürüklüyor.
Politika Servisi
14 ve 28 Mayıs seçimlerinin ardından kurulan yeni hükümet geçtiğimiz bir yılda ülkeyi yeni krizlere hapsetti.
Hiçbir soruna çözüm üretemeyen iktidar, 31 Mart yerel seçimlerinde hezimet yaşadı. Halkın iktidara verdiği sürenin sonuna gelinirken seçim yenilgisini unutturmak, içerideki kavgayı perdelemek, yeni bir vizyon görüntüsü ortaya koymak isteyen Saray yönetimi “normalleşme” ve “yeni Anayasa” söylemleriyle gündemi meşgul etmeye, kamuoyunda beklenti yaratmaya çalıştı.
Saray rejiminin yumuşamak bir yana kemer sıkma politikalarıyla birlikte toplumsal muhalefetin önünü kesmek adına daha da sertleşeceği pek çok kez tartışıldı. DEM Partili Hakkari Belediyesi’ne kayyum atanması, siyasette yumuşama tartışmasını boşa düşürürken rejimin baskıyı daha da artıracağını gösterdi. CHP Lideri Özgür Özel’in erken seçimi gösteren çıkışı da krizleri yönetme şansı kalmayan Saray’ın daha fazla zorlanacağı bir sürece işaret ediyor.
Ülkeyi her geçen gün daha büyük felaketlere götüren AKP-MHP iktidarının son dönemki krizlerini hatırlayalım:
• YARGI KRİZİ
Tutuklu Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Can Atalay’ın tahliyesi talebi ile başlayan yasal süreç Türkiye yüksek yargısı içinde akut bir krize dönüştü. Yargıtay 3. Ceza Dairesi iki kez Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) tahliye talebini reddederek AYM’yi ağır ithamlarla eleştirdi, Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülürken MHP Lideri Devlet Bahçeli doğrudan AYM’yi hedef aldı. Cumhur İttifakı AYM’nin yapısının değiştirilmesini istedi.
• YARGITAY SEÇİMİ
AYM kararlarına uyulmamasıyla başlayan kriz, Yargıtay’da yılan hikayesine dönen başkanlık seçimiyle sürdü. Yargıtay’ın yeni başkanı ancak 37 tur süren oylama sonucunda tamamlanabildi. Son yıllarda yargı camiasında etkili konuma gelen Menzil Cemaati’nin desteklediği Ömer Kerkez yeni Yargıtay Başkanı oldu. AKP’lilerin yoğunlukta olduğu Hak-Yol’cular’ın desteklediği Mehmet Akarca ise seçimin kaybedeni oldu. Seçim sürecinde cemaatler arasında pazarlık yapıldığı da vurgulanmıştı. Danıştay Başkanlığı seçiminde de ilk turdan sonuç çıkmadı. Seçimlerin ikinci turunda 62 oy alan Zeki Yiğit, 4 yıllığına yeniden Danıştay Başkanı seçildi. Diğer adaylar Fethi Aslan 19, Emin Sınmaz 13, Yunus Akın ise 6 oy aldı.
• EKONOMİK KRİZ
Mehmet Şimşek politikalarıyla krizin tüm yükü halkın sırtına bindirildi. Resmi enflasyon 1 yılda yüzde 38’den yüzde 75’e çıktı. Benzin 20 TL’den 42 TL’ye dolar 20 TL’den 33 liraya çıktı. KDV oranı yüzde 18’den yüzde 20’ye çıkarılırken MTV iki kez alındı. Ücretlilerin milli gelirden aldıkları pay yüzde 30’un da altına geriledi. Buna rağmen asgari ücrete ve emekliye ara dönem zammı ortada görünmüyor. İcra dosyaları 39 milyona dayanırken şirketler iflas bayrağı açtı. Kamuda tasarruf genelgesi ortaya atan iktidarın buna rağmen harcamaları tepki çekti.
• ŞİMŞEK KRİZİ
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ABD’de katıldığı IMF Bahar Toplantıları panelinde Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarını ‘‘yerel halk’’ olarak anması siyasette yeni bir fay hattı açığa çıkardı. Bakanlık, “Kasıtlı ve bilinçli bu ithamları şiddetle kınıyoruz” derken MHP Lideri Devlet Bahçeli’den günler sonra çok sert tepki geldi. Şimşek’i hedef alan Bahçeli, ‘‘Türk milletini ‘yerel halk’ ifadesiyle değersizleştirmeye hizmet eden müfsit zihniyetin son günlerde maruz kaldığımız skandalların asal sorumlusu olduğunu hiç kimse inkâr edemeyecektir’’ ifadelerini kullandı.
• TEPKİLER YÜKSELDİ
Avukatlar ve veteriner hekimler, ataması yapılmayan öğretmenler iktidarın politikalarına karşı eyleme geçti. TBB’den yapılan açıklamalarda ülkede hukukun rafa kaldırıldığı belirtilirken mücadele çağrıları yapıldı. Veteriner hekimler ise haksızlıklara karşı iktidarın bütün sorunları göz ardı ettiği belirtti. Yapılan açıklamada “Artık sokaktan başka çaremiz yok” ifadelerine yer verildi. CHP toplumun farklı kesimlerinden vatandaşların yaşadığı sorunlara dikkat çekmek için mitingler düzenledi. CHP’nin dördüncü mitingi “Emek Mitingi” olacak. CHP’nin asgari ücretle geçim mücadelesi veren işçilerin ara zam talebini görünür kılmak ve hükümetin 1 Temmuz’dan önce ara zam kararı vermesi konusunda toplumsal baskıyı örgütlemek amacıyla planladığı “Emek Mitingi”nin haziran ayı sonunda yapılacak. Ataması yapılmayan öğretmenler için Ankara’da, çay üreticileri de Rize’de miting gerçekleştirdi.
• SİNAN ATEŞ DAVASI
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetinde yaşanan gelişmeler de iktidar blokunun gündemleri arasında. İddianameye alelacele geçirilen ve yer verilmeyen detayların ortaya çıkması, cinayetin MHP ve ülkü ocakları bağlantısından uzaklaştırılma çabasını gözler önüne serdi. İddianamede ayrıca Ateş’in eşi Ayşe Ateş’e ait ifade de MHP ve Ülkü Ocakları’na ait kısmı da yer almadı. Ateş’in savcılığa sunduğu belgelerde 11 kez MHP, 91 kez Ülkü Ocakları, 12 kez Ahmet Yiğit Yıldırım, 23 kez de Olcay Kılavuz ifadeleri geçmesine rağmen savcılık konuya ilişkin bir inceleme talep etmedi. Sinan Ateş cinayetinin dava süreci ise MHP’den ardı ardına yapılan açıklamalarla aklanmaya çalışılıyor.
• VAN KAYYUMU
31 Mart’ın hemen ardından Van’a kayyum atanmasıyla ortaya çıkan kriz de rejimin önümüzdeki dönem yol haritasına ilişkin gerilimin bir başka yansıması oldu. YSK’nin halkın oylarıyla seçilen DEM Partili Abdullah Zeydan’a mazbatasını vermesi Eski Bakan Hüseyin Çelik, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Eski AKP Milletvekili Abdulmuttalip Özbek gibi AKP kadrolarını sevindirirken Bahçeli siyasetinin Saray’daki komiseri haline gelen Erdoğan’ın başdanışmanı Mehmet Uçum’u kızdırdı. Uçum’un iktidar içindeki neoliberallerden söz ederek “Van olayındaki tutumlarını kaydettiklerini” söylemesinin ardından Hayati Yazıcı, YSK’yi kutladığı sosyal medya paylaşımını silmek zorunda kalmıştı.
• 1 MAYIS
1 Mayıs’ta Saraçhane’de bulunan yurttaşlara yönelik operasyonlarda onlarca kişi gözaltına alındı. 52 kişinin tutuklandığı operasyonlar rejimin toplumsal muhalefeti bastırmak için çabasını ortaya koydu.
• GEZİ DAVASI
Gezi Parkı davasında 6,5 yıldır tutuklu olan ve müebbet hapse mahkum edilen Osman Kavala’nın avukatının yeniden yargılama talebiyle yaptığı üçüncü başvuru da reddedildi. Beş tutuklunun bulunduğu davada, Kavala’nın avukatının başvurusu sonucu, yeniden yargılama konusunda kararı veren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin başkanı ve üyeleri dün değiştirilmişti. Başvuruyu bugün inceleyen heyet, kararı oy birliğiyle aldı.
• EMNİYET KRİZİ
Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yakın olduğu belirtilen ve suç örgütü kurduğu iddiasıyla tutuklanan Ayhan Bora Kaplan’a ilişkin soruşturmada aralarında polislerin de bulunduğu pek çok kişi gözaltına alındı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılıktan yapılan açıklamaya göre, alınan ifadeler, elde edilen bilgiler, hesap incelemeleri, MASAK raporu ve gizli tanık beyanları doğrultusunda ‘suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama’ suçundan yürütülen soruşturmada 36 zanlı hakkında gözaltı kararı vermişti. 24 Mayıs’ta görülen davada mahkeme, Serdar Sertçelik’in de aralarında bulunduğu firari sanıkların yakalama emirlerinin infaz edilmesine ve Arif Buğra Meşe ile Furkan Anıl Bahar’ın ‘‘yurtdışı yasağı’’ adli kontrol tedbirleriyle tahliyesine karar verdi. 18 sanığın tutukluluk halleriyle, tutuksuz sanıkların adli kontrol kararlarınınsa devamına karar verildi. Ankara 32. Ağrı Ceza Mahkemesi, müştekiler Vesile Tatar ve Aslıhan Tatar’ın bir sonraki celsede hazır edilmesine, Muhammed Sağ’ın dinlenilmesinden de vazgeçilmesine karar verdi.
***
AKP’yle uzlaşılamayacağı açıktır
SOL Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), siyasetteki ‘normalleşme ve yumuşama’ tartışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
SOL Parti MYK’sinden yapılan yazılı açıklamada, ‘‘Hayatla ölümü, özgürlük talebiyle baskı ve zorbalığı, insanca yaşam özlemiyle daha fazla sömürme hırsını uzlaştırmak mümkün mü?’’ diye soruldu.
‘‘Hakkari Belediyesi’ne kayyum atanarak Kürt halkının demokratik iradesi bir kez daha gasp edildi’’ denilen açıklamada, ‘‘Mafya bağlantılarının yargı ve emniyet üzerinden ortaya döküldüğü, MHP’nin merkezine kadar uzanan cinayetin saklanamadığı ve her tür kirli ve karanlık ilişkiler üzerine kurulu bu tek adam rejimi, çöken iktidarını ayakta tutmak için her yola başvuruyor’’ ifadelerine yer verildi.
‘NORMALLEŞME VE YUMUŞAMA’
Siyasette ‘normalleşme ve yumuşama’ söylemlerine değinilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ‘‘Zorbalık ve baskı sürerken, eğitim bağnaz ve gerici tarikat zihniyetine teslim edilirken, sermayenin sömürü politikaları altında emekçi halk inim inim inlerken, siyasette normalleşme ve yumuşama söylemlerinin devam etmesi ise başka bir garabet.’’
Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) eleştirilerde bulunulan açıklamada, ‘‘Uzun zamandır tek adam rejimini ağzına dahi almayan CHP ise, başına M. Şimşek’in atandığı IMF programına övgüler dizerek, anayasa kapısını açık tutarak yumuşama adı altında Erdoğan’la müzakere yürütüyor’’ denildi.
DEVRİMCİ MUHALEFET İÇİN BİRLEŞME ÇAĞRISI
‘‘Ülkenin içine sürüklendiği bu karanlıktan rejimle uzlaşarak çıkılamayacağı açıktır’’ vurgusu yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
‘‘Bugün ülkemizin ABD emperyalizminin ve neoliberal sömürü politikalarının yönelimleri doğrultusunda sürdürülen tek adam rejimi eliyle sürüklendiği bu gidişata yarınlarımızı teslim etmeyecek bir devrimci muhalefet gücünü yaratmak için birleşmeye çağırıyoruz. Öğrencisiyle işçisiyle, köylüsü emeklisiyle, kadını genciyle, Kürdü Türküyle, Alevisi Sünnisiyle tüm ezilenler olarak haklarımız için, laikliği ve bağımsızlığı kazanmak için, barış ve demokrasi için birleşelim.’’
Haber Merkezi: Birgün Gazetesi