Yöre Halkına Destek Sözü
Sarıoba Mahallesi Muhtarı İsa Gökçe ve Tüm Köy Sen MYK Üyesi Lokman Işık, 20 Ağustos 2024 Salı günü Ziraat Mühendisleri Odası’nı ziyaret ederek Oda Başkanı Baki Remzi Suiçmez ile bir araya geldi. Görüşmede bölgesel projeye yönelik endişeler ve itirazlar dile getirildi. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Suiçmez, köylerin ve yerel halkın yanında bulunduğunu belirterek, projeye karşı çıkanlara tam destek vereceklerini ifade etti.
HES Projesinin Olası Olumsuz Etkileri
Suiçmez, Bozçakır Arşimet Burgu HES projesinin bölgedeki olası olumsuzlukları vurgulayarak, projenin neden karşı çıktığını ayrıntılarıyla açıkladı. Projenin en büyük endişelerinden biri, Ankara Çayı üzerinde yapılacak ancak HES’in bölgedeki doğal yaşam ve tarımın olumsuz etkileme potansiyeli olduğu yönünde. Ankara Çayı, tarımsal arazilerin sulandırılmasında kritik bir yapıya sahipken, HES projesi su denetiminin kontrolü özel bir şirket eline bırakılacak. Bu durum, su tarımında kullanım açısından ciddi riskler doğurur
Ekosistem Üzerindeki Etkiler
HES projesinin ekosistem üzerindeki etkileri de büyük bir endişe kaynağı. Nehir yatağının alanının, suyun doğal büyüklüklerinin kesilmesi, bölgedeki bitki ve hayvan türlerinin yaşamlarının kaydedilip kaydedilmesi yolu ayarlanabilir. Özellikle bölgedeki endemik bitki türleri ve sulak alanlarda yaşayan kuş türleri bu değişikliklerden olumsuz etkilenecektir.
Yerel Ekonomi ve Toplumsal Etkiler
HES projesinin yerel ekonomiye olumsuz etkileri de göz ardı edilemez. Tarım, Polatlı ve köyler için temel geçim kaynağıdır.. Sulama bağlantılarının sökülmesi veya tamamen ortadan kaldırılması, bu da yerel halkın geçimini tehlikeye sokacaktır. Ayrıca ortaya çıkan sosyal etkiler de büyük endişeler yaratıyor; yerel halk, köylerden göç etmek zorunda kalabilir.
Sosyal Tepki ve Dayanışma
Ziraat Mühendisleri Odası, bu süreçte kamuoyunun bilinçlendirilmesi ve bilgilendirilmesi için her türlü desteği sunacaklarını ve hukuki faaliyetlerinde yanlarında olacaklarını belirtti. Suiçmez, projeye karşı çıkan yerel toplumun haklı olduğunu ve bu mücadelenin sadece bir çevre mücadelesi değil, aynı zamanda bir yaşam mücadelesi olduğunu vurguluyor.