Polatlı Gündem Haber

reklam

Özal’dan Erdoğan’a bir koyup üç alma sevdası

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
Özal’dan Erdoğan’a bir koyup üç alma sevdası
121 views
24 Aralık 2024 - 9:20
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

Özal’dan Erdoğan’a bir koyup üç alma sevdası
Sağ siyaset 30 yılı aşkın süredir ABD’nin gösterdiği istikametle Ortadoğu üzerinden bir koyup üç alma stratejisi yürütüyor. Bu stratejiyle iktidar kendini her fırsatta yeniden tahkim etse de halka maliyeti ağır oldu. Ülke bu macerayı bir daha kaldıramaz.

“Türkiye, Türkiye’den daha büyüktür. Millet olarak ufkumuzu 782 bin kilometrekare ile sınırlandıramayız”

Erdoğan’ın büyük anlamlar ithaf edilen sözü aslında uzun süredir Türkiye’nin çok yabancı olmadığı bir yaklaşım. Sağ muhafazakar siyasetçiler sıkıştıkları her an Türkiye’nin büyüklüğünü hatırlar onun üzerinden puan toplamaya çalışır. Kabına sığamama hali onlarda genetik bir hal almış durumda.

Son günlerde yaşanan cihatçı-turancı kırması hezeyanı da bundan bağımsız okumamak lazım. Sadece ülkenin son 40 yılına bakılırsa sağcıların bu hayallerle neler yaptığını, ülkenin başına hangi belaları açtığını görebilirsiniz.

BİR KOYUP ÜÇ ALACAKTI
Irak’ın Kuveyt’e müdahalesi sonrası başlayan Körfez Savaşı Turgut Özal’ı çok heyecanlandırmıştı. Her dönem ABD’nin adamı olan Özal, Ortadoğu’da Körfez Savaşı ile başlayan yeni dönemde sahibine mutlak itaat ettiğinde çok kazanacağına inandırıldı. Özal’da pek çok sağcı gibi “Adriyatik’ten Çin denizine büyük bir Türk hakimiyeti gerçekleşecek” tezlerini savundu. Ambargoda dahi aktif tutum aldı. Halepçe Katliamı ile birlikte bölgede Kürtlerin hamiliğine soyundu. Ne garip tesadüf Özal’da “21. yüzyıl Türk asrı olacak” diyordu.

Sonuçta bir kalemde 40 milyar doların buhar olduğu ciddi bir ekonomik bilançoyla birlikte ülkenin sonraki krizlerinin de zemini hazırlanmış oldu. Üstüne bir de ABD’nin dostluğuna karşı bölgede hatırı sayılır düşman edinildi.

Türkiye’nin yayılmacılık konusunda tek iştahı Ortadoğu olmadı. Asya’dan Yugoslavya’ya kadar halkların kanını emen ne kadar emperyalist siyaset varsa hepsinin içinde yer aldı. İç siyasette propaganda dışında elinde sadece heba edilmiş milyar dolarlar ve insan kaynağı kaldı. Farklı coğrafyalarda yaklaşık 10 yıl süren bu sürecin Türkiye için bakiyesi yoksullaşmayla birlikte gericiliğin ve milliyetçiliğin artması oldu.

AKP ORTADOĞU’YU TEZKEREYLE TANIDI
Kasım 2002 tarihinde iktidara gelen AKP kısa sürede ABD’nin Irak’ı dizayn etme sürecinin parçası haline geldi. 1 Mart Tezkeresiyle Türkiye’nin aktif katılımını isteyen ABD’ye (Erdoğan ve Gül’e rağmen) dönemin Meclis birleşemi izin vermedi. Ama Türkiye başını kurtarmayı başaramadı. 2004 yılında başlatılan Büyük Ortadoğu Projesi Erdoğan’ın iştahını o kadar kabarttı ki Eş Başkanlık laflarına kadar gidildi. Not edilmesi gereken bir başka konu ise Türkiye’nin o zaman tüm Arap coğrafyasına bir model olarak sunulmasıydı. Türkiyeli liberallerin de dahil olduğu ılımlı İslam korosunun boyası çok çabuk solsa da bir dönem işe yaradığını söylemek lazım.

Davutoğlu’nun Dış İşleri Bakanlığı ile birlikte AKP’nin tüm başarı öyküsü neredeyse bu hikayeye bağlandı. ABD’li Bakan Clinton’la birlikte bölgenin tozunu attırmak için çok hevesli olan Davutoğlu çok açık ki Suriye politikasının mimarlarından biridir.

SURİYE POLİTİKASI FELAKET GETİRİDİ
13 sene önce Emevi camiinde namaz kılmak için çıkılan yolda Türkiye çok fazla şey kaybetti. Milyonlarca Suriyeli göçmene ev sahipliği yaptı. Dünyanın tüm eli kanlı silahlı İslamcı yapılar ülkeye doluştu. İŞİD Türkiye’de bile yüzlerce insanımızı katletti. Milyonlarca doların askeri harcamalara gitmesi yetmezmiş gibi ticari anlamda çöküntü yaşandı. İktidar, ülkede sıkıştıkça bölge siyasetini değiştirdi, bölgede sıkıştıkça iç siyasetteki ittifaklar farklılaştı. Sonuç her zaman halkın yoksullaşması, eziyet çekmesi oldu. Sendikalar, demokratik örgütler zayıflatılırken tarikat ve mafya güçlendi. Rejimin değişmesinde bile önemli bir rol oynadı.

ABD EMPERYALİZMİ NE DEDİYSE YAPTI
Suriye bataklığına adım atan Türkiye sadece burayla yetinmedi/yetinemedi. Libya’dan Sudan’a kadar birçok ülkede aktif pozisyon almaya kalktı. Bir zamanlar Türkiye halkının en önemli gündemlerinden bir olan bu ülkelerde şimdi ne olup bittiğine dair haber bile çıkmıyor.

Bunlar yaşanırken en çok duyduğumuz sözler “Dünya lideri, uluslararası güç, 21 yüzyılın süper ülkesi” oldu. Suriye’de yaşanan gelişmeler sonrası bu duygu bir kez daha pompalanmaya çalışılıyor. Çok açık ki Türkiye bu hamlelerinin hiçbirini bağımsız bir siyaset içinde yapmadı. Özal’dan Erdoğan’a uzanan çizgi (gel gitleri olsa da) bir ABD çizgisidir. Türkiye’yi uzun süredir yöneten muhafazakar sağ siyaset kendini ABD’nin Ortadoğu siyasetine uydurmaya çalışıyor. Kişisel ikballerini ABD’nin bölge çıkarlarına bağlamış durumdalar. Neredeyse tek bir beklentileri var o da emperyalistlerin desteği ile iktidarda kalmak. Ülkenin bugün içinde boğuştuğu ve son gelişmelerle daha da batacağı anlaşılan bu bataklığın arkasında esas olarak iktidarda kalma motivasyonu var.

YAYILMACI SİYASETE ‘HAYIR’ DEMEDEN OLMAZ
Erdoğan-Bahçeli oyunculuğunda Fidan-Kalın desteğiyle bir senaryo hayata geçirilmeye çalışılıyor. Bu senaryonun ana mesajında “büyüyecek, güçlenecek Türkiye” var. Tüm bu efelenmelerin bir önemi yok. Ankara, artık ABD-İsrail siyasetinin arkasına dizilmiş durumda. Ülkeyi yeni bir maceraya sürükleyecekler. 30 yıldır yaptıklarını daha şiddetli yapmaya hazırlanıyorlar. Muhalefet iktidarın tüm bölgede daha büyük yangınlara yol açacak bu siyasete cepheden karşı durmak zorunda. Kuşku yok ki şimdiki yangının ülke içine doğru yayılma potansiyeli dünden daha güçlü. ABD emperyalizminin cihatçı ortaklarıyla çıkılacak bir maceranın ülkeye ve halka fayda getirmesi mümkün değil. İktidarın sınırlar ötesi yayılmacı politikasına itiraz etmeden ülke içinde iktidarın gerici, piyasacı, anti demokratik uygulamalarına muhalefet etmenin anlamsız olduğu bir döneme girdik.

Ortadoğu siyaseti sadece bir dış politika gündemi olarak görülemez. Orada alınacak pozisyon ülke içinde siyasetin yeniden dizilmesi ile sonuçlanacak. Bu durum en çok da sol/sosyalist yapılar için geçerli.

https://www.birgun.net/makale/ozaldan-erdogana-bir-koyup-uc-alma-sevdasi-586050

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
REKLAM ALANI

(336x280px)

Anasayfa Sağ Bloka Esnek veya Sabit ölçülerde SINIRSIZ reklam alanını şablon olarak ekleyebilirsiniz. Şuan örnek olarak sadece 2 reklam kullanıldı.

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.