Boyun Eğmediler: Üç Fidanın Ardından 53 Yıl
6 Mayıs 1972… Tarih bir kez daha kalem değil darağacıyla yazıldı. Ankara Ulucanlar Cezaevi’nde, henüz 25’ine bile varmadan, üç genç adam karanlık bir gecede sessizce asıldı: Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan.
Suçları mı neydi?
Bağımsız bir Türkiye istemek. Eşitlik, özgürlük ve adalet hayali kurmak. Emperyalizme, sömürüye, baskıya karşı “tam bağımsız Türkiye” diye haykırmak. Bugün hâlâ dillerde dolaşan o sözleri bırakıp gittiler aramızdan:
“Yaşasın tam bağımsız Türkiye!”
“Yaşasın halkların kardeşliği!”
“Yaşasın işçiler ve köylüler!”
Onlar bir sabaha karşı, milletin vekillerince alınan bir idam kararıyla darağacına gönderildi. Bu ülkede gençliğin boynu vuruldu o gece. Sadece üç insan değil; umut, direniş ve başkaldırının sesi de boğulmak istendi. Ama olmadı.
Çünkü o günden sonra bir kuşağın adı “üç fidanın gölgesinde büyüyenler” oldu. Onların bıraktığı yerden yürüyenler, afişlerde, marşlarda, duvar yazılarında ve kalplerde çoğaldı.
Her yıl 6 Mayıs, yalnızca bir anma değil; bu topraklarda adaletin ve özgürlüğün hâlâ tamamlanmamış hikâyesine tutulmuş bir ayna gibi. Aradan 53 yıl geçti ama o üç fidan, halkın vicdanında hâlâ dipdiri.
Bugün bir kez daha soruyoruz:
Bu ülke hâlâ gençlerine kıymaya devam edecek mi?
Yoksa üç fidanın düştüğü toprağa özgürlük, eşitlik ve adalet mi yeşerecek?
Polatlı Gündem – 6 Mayıs 2025
Hazırlayan: Murat Kurt