Çayırhan’da Madencilerin Onurlu Direnişi: Soğukta Yanan Yürekler
Ankara’nın Çayırhan Termik Santrali’nde çalışan madenciler, ekmeklerinin, evlerinin ve onurlarının mücadelesini veriyor. Soğuğa rağmen grev ateşi etrafında toplanmış, ısınmaya çalışıyorlar. Odun ateşinin dumanı gözlerini yaksa da, havanın ayazına aldırmadan direnişlerini sürdürüyorlar. Talepleri basit ve insani: İşlerini, lojmanlarını ve ocaklarında kaynayan aşlarını korumak.
Termik santralin özelleştirilmesi gündemde. Eğer satış gerçekleşirse, elde edilecek gelir, iddialara göre sarayın sadece iki aylık masrafını karşılayabilecek kadar. Ancak bu özelleştirme, Çayırhan’ın emektar madencilerinin hayatlarını kökünden değiştirecek. İşlerinden olacak, evlerinden çıkarılacak ve geleceksizlikle yüzleşecekler.
Madenciler, geçmişte depremde can kurtarmak için canlarını hiçe sayan, yerin altındaki zifiri karanlıkta çalışan kahramanlar. Bugün ise kendi hayatlarını kurtarmak için mücadele ediyorlar. Talepleri ne kadar mütevazı olsa da, duymazdan geliniyor.
Sorumluluk Hepimizin
Madencilerin mücadelesi yalnızca onların değil, hepimizin sorumluluğu. Biz sıcak evlerimizde otururken, soğuğa meydan okuyan bu insanların haklı mücadelesine nasıl destek olabiliriz? Soruyu kendimize sormanın tam zamanı.
Bu direniş, ekmeğine, evine ve onuruna sahip çıkan insanların kararlılığı. Çayırhan’dan yükselen bu ses, yalnızca bir işçi mücadelesi değil, aynı zamanda insanlık onurunun yankısı. Bugün onların yanında durmak, yarın daha adil bir toplum için umudu büyütmek demek.
Eğer madencilerin haklı taleplerine kulak verilmezse, kaybedecek olan yalnızca onlar değil, hepimiz oluruz. Onlar direnmeye devam edecek. Peki, biz nerede duracağız?