CHP son şansı iyi kullanmalı…

Günlerdir Kartalkaya’da kaybettiğimiz 78 yurttaşımız için ağlıyoruz…

Sorumluluk taşıyan her insanoğlu gibi, kendi başımıza gelmiş bir felaket olarak kabul ettiğimiz bu facianın sorumlularını bulmaya çalışıyoruz…

Aslında birinci dereceden sorumlusu belli!

22 yıldır bu ülkeyi yöneten akıl, hileli referandumla oluşturulan ucube rejim…

***

Yasalar, turistik tesis olarak kaydedilen bu otelin tek sorumlusunun Kültür ve Turizm Bakanlığı olduğunu açık seçik yazıyor…

Özellikle AKP iktidarı döneminde tüm yetkilerin tek elde toplanması amacıyla, turistik otellerin, projesinden imar durumuna, iskan ruhsatından teknik donanımına, Yangın söndürme ekipmanından oda kapılarının dayanıklığına, merdiven boşluğundan lobiye, mutfak dolabından telefon donanımına, güvenlik ve alarm sisteminden ses ve iletişim tekniklerine, hatta, yere döşenen halılardan, duvar boyalarına, pencere ve kapı boyutlarından yanmayan yatak çarşaflarına varıncaya kadar her şeyi, tek bir kurum belirliyor ve de denetliyor…

Bakanlığın bu kadar yetkisi varken, sorumsuz olmaları mümkün mü?

Nitekim yasa, bakanlığı tartışmasız tek yetkili ve sorumlu kılıyor.

Ancak, bakanlık yetişemediği yerde gerekçesini bildirerek, İl Özel İdarelerine de yetki verebiliyor…

O zaman da yetki ve sorumluluk valiye de geçiyor ama ilk ve en büyük sorumluluk yine Kültür ve Turizm Bakanlığında oluyor…

Bu tespiti yaptıktan sonra, yetkisi olmayan il belediyelerin sorumlu tutulamayacağını tekraren belirtmekte fayda var…

***

Kartalkaya faciasında iktidar, her zaman olduğu gibi yapay suçlular yaratarak kendini kurtarmaya çalışıyor!

Amacı belli.

“Tek adam” rejimin ülke

ve yurttaşlarımız için son derece tehlikeli olduğu

gerçeğinin milletimiz tarafından anlaşılmasını” önlemek…

Bu arada Bolu Valisi de ortalıkta yok…

***

Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı, facianın gerçeklerini öğrenebilmek, yangının çıkışı, otelin eksikleri ve sorumluların tespiti için bir bilirkişi heyeti oluşturdu…

Bu heyet doğrudan Bakanlığı ve Özel İdareyi sorumlu tuttu!

İktidar bundan hoşlanmadı…

CHP’li Bolu Belediyesine suçu atmak istedi.

İlk iftirayı da asıl suçlu olan Kültür ve Turizm Bakanı attı.

***

Adalet Bakanı bu ön raporu korsan olarak değerlendirdi, ancak sahte ve uydurma diyemedi!

Oysa Rapor, doğrudan Bolu Cumhuriyet başsavcılığına hitaben yazılmış, resmi soruşturma dosya numarası konulmuş ve inceleme yapabilmeleri için Jandarmadan alınan tutanak da eklemişti…

Bunlar gözardı edildi ve yeni bir heyet oluşturuldu!

Bakalım yeni belirlenen bilirkişiler, İstanbul belediyelerine atanan Satılmış B. gibi mi olacak?

***

İç hukukumuza göre bilirkişilik kurumu, adaletin yerine gelmesinde önem taşıyor…

AB ‘ye girme çalışmaları nedeniyle 2004yılında çıkarılan TCK’nin ilgili maddesine göre, “Bilirkişinin bağımsız ve tarafsız olması, yargıç ve tanıkların dürüstlüğü ile eş değerdedir” denilmekte…

Yani, bilirkişilere de emir verilmesi ve yönlendirilmesi suç olarak kabul edilmiş…

Ancak AKP iktidarı, on yıl sonra yani 2014 de bu maddeyi değiştirerek,” soruşturma aşamasında hâkim, savcı ve bilirkişilere talimat ve yönlendirme yapmayı suç olmaktan çıkaran” anlayışa onay verdi…

Nedeni; “hukuk dışı infazlar yapan FETÖ yargısının elini güçlendirmek!”

***

Hal böyle olunca, ülkemiz için çok ama çok tehlikeli bir tabloyla karşı karşıya kaldık!

AKP iktidarı döneminde Türkiye’nin başına gelen, yönetim hatalarından kaynaklanan, tren kazaları, sel felaketleri, maden kazaları, tedbirsizlikten kaynaklanan depremler, toprak kaymaları, mühimmat deposu patlamaları gibi 25 olay sonrasında 54783 yurttaşımızı kaybettik…

Bu olaylarda yitirilen bunca yurttaşımıza rağmen tek bir sorumlu bulunmadı!

Aksine, mağdur ailelerin iktidardan sorumluları bulması talepleri de yargı baskısıyla geçiştirildi…

***

Dahası, AKP iktidarı döneminde bu olayların üzerine, korunamadığı için öldürülen 8000 kadın ile iş cinayetlerinde kaybettiğimiz yaklaşık 31 000 emekçi ve 7 Haziran 2015 ‘den 1 Kasım 2015’e kadar yaratılan ve adeta önlenmesi istemeyen terör olaylarında yitirdiğimiz 473 gencimizi de eklersek, toplam 94 256 canımızın öldüğü hazin gerçeğiyle karşılaşırız…

Bu kadar olay sonrasında bir tek sorumlu bulmayan İktidarın, hala iş başında kalması ülkemiz için vahim bir durumdur…

***

CHP, dün yeni bir yola girdi ve Genel Başkan Özgür Özel, “İktidar yürüyüşüne başlıyoruz” dedi…

Bu söz, umut için heyecan verici bir adım!

Beni sevindiren önemli söz ise, yıllardır her vesile söylediğim, “Cumhurbaşkanı adayımızı, tüm üyelerimizle seçeceğiz” sözü oldu!

Bu açıklama halkın umudunu daha da güçlendiriyor, aday, bugünden yarına tüm üyelerle seçilmeli…

Ekrem İmamoğlu’nun CHP’li üyeler tarafından seçileceğinin bilinmesi, daha da büyük heyecan yaratıyor…

Şimdi CHP yönetimine düşen, yapay kahramanlar, istikralı olmayan isimler yerine, toplumla iyi ilişki kurmuş, güvenilir ve birikimli partilileri sahaya indirmektir…

Onlar halkla kucaklaşmasını bilir…

AKP’nin Cumhuriyeti yıkma çabasının çöktüğü bir zamanda halkımız ve ülkemiz için CHP’yi, iktidara taşıma şansı doğru kullanmalı…

Anayasaya göre Erdoğan tekrar aday olamaz. Cumhur ittifakı adayını açıklamalı.

Bahçeli’nin önü açılmalı!

İnsan ve zamanın değerli olduğu bilinciyle CHP mart, nisan değil, hemen seçim istemeli…

Halk Tv yazarlarına yapılanlar diktatörlüğe geçişin hızlandığını gösteriyor.

Zaman geçiyor!