Sermayeye var, belediyelere yok
İktidarın muhalefet belediyelerine kayyum atamaları ve SGK borçları üzerinden saldırıları sürüyor. Son olarak sermayeye beklentilerin üzerine çıkılarak sağlanan asgari ücret desteğinden de belediye şirketleri mahrum bırakılıyor.
AKP-MHP ortaklığı 31 Mart yerel seçimlerinde elde edemediği seçim başarısını İktidar aygıtlarını pervasızca kullanarak sağlamaya çalışıyor. Bir önceki yerel seçimde İstanbul’daki seçim iptalinden yenilgiyi büyüterek çıkan iktidar, 31 Mart sonrası farklı yöntemlerle sonuç almaya çalışıyor.
Belediyelerin AKP’li başkanlarla yönetildiği dönemde akla gelmeyen SGK borçları bahane edilerek belediyeler hizmet yapılmaz hale getirilmek isteniyor, muhalefetin halka ulaşmada en etkili sonuç üreten belediye kreşleri kapatılmaya çalışıldı, yurtdışındaki kurumlarla anlaşmaları yapılan kredilerin gelmesi engellendi, altyapı projelerine onay verilmedi. Bunlarla kalmadı iktidar, hem korkutmak, hem cezalandırmak hem de itibarsızlaştırmak için muhalefet partilerinden seçilen belediye başkanları terör suçlaması ile cezaevine atıldı yerlerine kayyumlar atandı, itibarsızlaştırma gayretleri terör suçlamasına yolsuzluk, usulsüzlük iddiaları da eklenerek sürdürüldü. Terör örgütleriyle ilişkili yöneticilerin ya da kamu kaynaklarının kullanımında usulsüzlük, yolsuzluk yapanların korunup kollanmasını beklemek savunulacak işler değil elbette ancak daha 10 ay önce her tür soruşturmadan geçerek adaylığı onaylananların başkan seçildikten sonra suçlanıp cezaevine atılması ya da ortaya dökülen sayısız olay ve belgeye karşın yolsuzluk suçlamalarına iktidar partili siyasetçilerin muhatap olmaması yapılanların amacı konusunda soru işaretlerine yol açıyor.
YENİ PLANLAR
İktidarın sandıktan çıkartamadığı zaferi başka hangi yöntemlerle elde etmeye çalışacağı merak konusu. Belediye şirketlerine kayyum atamayı kolaylaştıracak yöntemler arandığı, bunun için bir yasa teklifi hazırlığı yapıldığı konuşuluyor, Meclis’e gelen tekliflerin satır aralarında bunu sağlayacak hükümler olup olmadığı merak ediliyor.
Geçtiğimiz günlerde TBMM’ye sunulan bir yasa teklifi bu kaygıları arttırdı. Geçen yasama yılında TBMM gündemine 9. Yargı Paketi içinde bir düzenleme sunulmuştu. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) şirketlere kayyum olarak atanmasına ilişkin bu düzenleme muhalefet partilerinin Anayasa’ya aykırılık ve ticari faaliyetler üzerinde risk oluşturduğu eleştirileri nedeniyle 9. Yargı Paketi’nden çıkartılmıştı. İktidar bu madde gerekçelendirilerek paketin tamamının yasalaşmaması riskini göze almamış, düzenlemeden vazgeçmişti. Şimdi bu hüküm iktidar milletvekillerinin imzalarıyla sunulan son torba yasa teklifi içine alındı. Buna göre, TMSF, suç gelirini aklayan veya terör ile iltisaklı şirketlere 5 yıl süreyle kayyum olarak atanabilecek, varlıklarının satışı, feshi ve tasfiyesine TMSF karar verecek, satış ve tasfiye işlemlerinde hissedarların rızası aranmayacak. Bu düzenlemenin, hiç ilgisi yokmuş gibi görünse de görüşmeler sırasında belediye şirketlerini de kapsayacak şekilde düzenleneceği kaygısı muhalefet partilerinin Meclis gruplarına hakim…
BELEDİYELERDEN KESİLDİ
Bu düzenlemenin hedefi çok belli değil ama amacı çok ortada bir düzenleme sessizce TBMM gündemine geldi bile…
Yürürlükteki yasanın içindeki bir maddede sinsice yapılan düzenleme ile ilgili belediyelere yeni bir mali saldırı planlanıyor. Yeniden yazılan madde ile hedefin ne olduğu görülüyor: Belediye şirketleri… Dolayısıyla da belediyeler…
Belediyelere mevzuattaki bazı engelleri aşarak daha kolay iş yapma, daha hızlı sonuç alma olanağı sağlayan belediye şirketleri yapılanmasının zaman zaman kötüye kullanıldığı biliniyor ancak bu şirketler özellikle muhalefet belediyelerine iktidarın koyduğu kasti engelleri aşmak için önemli olanaklar da sunuyor.
TBMM gündeminde bekleyen ve ara tatil sonrasına kalması muhtemel yasa teklifi içinde bir düzenleme var. Çalışanlardan karınlarını doyuracak kadar bile zam esirgenirken işverene cömertçe verilen asgari ücret desteği ile ilgili hüküm değiştiriliyor.
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na eklenen yeni bir geçici maddeyle asgari ücretin 2025 yılı için net 22 bin 104 liraya çıkarılmasıyla birlikte işverenlere yapılacak asgari ücret desteği aylık 671 liradan bin liraya çıkarılıyor. Madde yeniden yazılırken desteğin kapsamında önemli bir değişiklik yapılarak belediyeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler asgari ücret desteği kapsamı dışına çıkartılıyor. Yani istihdam desteği için işverenlere sunulan olanak belediyelerden esirgeniyor.
Böylelikle önceki dönemlerde doldurulan kadrolarla iş yapmaya çalışan belediyelerin şirketler aracılığıyla yeni personel alımı yapması da bu yolla zorlaştırılıyor.
İktidar belli ki hız kesmeden belediyelere saldırmayı sürdürecek. Ankara’da yasal düzenlemelerin yanısıra belediye başkanlarına yönelik yeni gözaltı ve kayyum kararlarının da eli kulağında olduğu konuşuluyor.