Polatlı Gündem Haber

reklam

Işıksız tünel

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
Işıksız tünel
107 views
04 Ocak 2025 - 10:21
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

Berkant Gültekin

Artık herkesin malumu olduğu üzere “terörist” olmak, yasalarda belirtilen terör faaliyetlerini yapıp yapmamakla sınırlı değil. İktidarın karşısında, hele hele onu alaşağı edebilecek bir siyasi aksiyonun içinde yer alıyorsanız bu sizin “terörist” ilan edilmeniz için oldukça yeterli bir sebep. Hükmü siyaset kuruyor, yargı uyum sağlıyor. Normalde tersi olmasını beklersiniz ama burada işler öyle yürümüyor.

Bugünün Türkiye’sinde “terör” konusundaki ölçü rejimin politik tercihleri. Eğer rejimle uzlaşmaz çelişkiler içindeyseniz, geçmiş olsun. Fakat hemen enseyi karartmayın. “Terörist” yaftası yemeniz bir son değil. Hâlâ “makbul” olmak için bir şansınız var. Bunun için de rejimin uzattığı eli tutmanız şart. Rejim bunun için de size her türlü çağrıyı yapabilecek kuvvette. Başka bir siyasi aktör size çağrı yapsa başına gelmeyen kalmaz ama düzenin süper yetkili politikacıları istedikleri kişilere istedikleri çağrılarda bulunup özgürce siyaset kurgulayabiliyorlar.

Çağrı geldiği anda fırsatı değerlendirirseniz müjde; artık “terörist havuzu”nun dışına bir bacağınızı attınız demektir. Üstelik süper yetkili politika yapıcılar yargı kararlarından muaf oldukları için, icra ettiğiniz kamu görevinden “terör örgütü üyesi” olduğunuz iddiasıyla alınmış olsanız bile belirtilen rotaya girebileceğinize ilişkin sinyaller verirseniz hakkınızdaki kanaat de belirli bir süreliğine geçersizleşiyor. Bu kolaylık ortamında gelecekte neler olabileceğini kestirmek ise kolay değil. Bir şekilde süreci noktalar ya da işler iktidarın istediği gibi gitmezse, her şeyin fabrika ayarlarına dönmesi an meselesi.

Bugünlerde tam da böylesi bir sürece şahitlik ediyoruz. Siyasette yerçekimi ortadan kalktı, aktörler havalanmaya ve birbiri etrafında dönmeye başladı. İktidara yakın kalemler, mevcut “süreci” başlatan Bahçeli’yi nasıl öveceklerini şaşırdı. Bahçeli’nin her şeyi göze alarak yola çıktığını, ezberleri bozduğunu, büyük cesaret gösterdiğini, daha fazla kan dökülmesin diye tarihi bir sorumluluk üstlendiğini yazıyorlar. Gören de Bahçeli siyaset sahnesine yeni çıktı, bugüne kadar “barış” diyenlere hiddetle parmak sallamadı sanır.

40 yıldır Kürt sorununu salt “terör” sorunu olarak tanımlayan, sorunun askeri yöntemlerle çözülebileceğini savunan, ilk çözüm sürecine yekten karşı çıkan ve düne kadar Kürt partisinin varlığına bile tahammül edemeyen biri ne oldu da 2 ayda fikir değiştirdi diye soran yok. Bu cenah, Bahçeli gibi siyasetçilerin, sorunun bu boyuta gelmesindeki payını da sorgulamıyor. Çünkü onların görevi sorgulamak değil, sorgulanması gerekenlerin kusurlarını örtmek. Medya fondötenleri rahat koltuklarını tam olarak buna borçlu.

Bahçeli’yi eleştirmek bugünlerde “barış karşıtlığı” gibi algılanıyor. Ne günlere kaldık. Oysa ortada hâlâ Kürt sorununun varlığını bile kabul etmeyen bir siyasi akıl var. Buna rağmen bir kesim, Kürt sorununun çözümünün Türkiye demokrasisi açısından hayati önemde olduğu gerçeğinden yola çıkarak, Bahçeli’nin hamleleriyle ilerleyen sürecin koşulsuz şartsız desteklenmesi gerektiğine inanıyor. Bu sürecin içinde ne türden bir demokratik yaklaşım olduğunu ise ne onlar ne de başkaları biliyor. Siyaset ışıksız bir tünelin içinde ilerlerken, toplum da bu tünelin içine çekilmeye çalışılıyor.

Ahmet Türk, Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’den oluşan DEM Parti heyetinin 2 Ocak’ta Meclis’te MHP lideri Devlet Bahçeli’yle görüşmesi, sürece dair beklentileri daha da yükseltti. Ancak yine kamuoyuna sürecin içeriğiyle ilgili bir bilgilendirme yapılmadı. Sürecin net, tanımlı ve son şekli verilmiş bir içeriği de yok zaten. Ortaya atılan senaryolarla toplum birtakım gelişmelere hazır hale getirilmeye çalışılıyor ancak mesele hâlâ mayalanma evresinde.

Sadece şurası kesin, rejimin kendi ömrünü uzatmak için yeni bir siyasi dizilime ihtiyacı var ve Bahçeli eliyle bunu sağlamak adına “Devletin âli menfaatleri”, “Türk-Kürt kardeşliği”, “Terörsüz Türkiye” gibi farklı kesimlerde karşılık bulabilecek söylemler üzerinden Kürt hareketiyle bir “kazan-kazan” anlaşması yapmanın, DEM Parti seçmenini en azından tarafsızlaştırıp muhalefet blokundan koparmanın koşulları aranıyor. Bahçeli’nin siyasi paketi, ABD’nin bölge politikalarıyla uyumlu. Ancak hayata geçirilmesi, birçok farklı nedenle cümleye dökülmesi kadar kolay değil.

Bu süreçten keşke barış çıksa… Şiddet ve etnik kutuplaşma bu ülkeye çok şey kaybettirdi. Zihni ve vicdanı temiz olan herkes Türkiye’de hakkıyla yürütülen bir çözüm sürecinin destekçisi olur. İtiraz barışa değil, onun meşruiyetinin suiistimal edilmesine, anti-demokratik siyasi hedefler için araçsallaştırılmasına… Barış nereden geliyor diye bakılmaz ama gelen barış mı değil mi diye bakılır. Barış, onu inşa edenlere siyaseten puan kazandırır ama siyasi pragmatizmle barış inşa edilmez. Kimileri de buna dikkat çekmeye çalışıyor.

 

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
REKLAM ALANI

(336x280px)

Anasayfa Sağ Bloka Esnek veya Sabit ölçülerde SINIRSIZ reklam alanını şablon olarak ekleyebilirsiniz. Şuan örnek olarak sadece 2 reklam kullanıldı.

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.