İsrail’in saldırısında yaralanan Celine Haidar yaşam savaşı veriyor. Gazeteci Leyla Hamed, ‘‘Bu sessizlik sürpriz değil ama yine de yürek burkucu’’ dedi.

Sarya TOPRAK

İşgal ve abluka altındaki Gazze’ye yönelik saldırılarıyla yetinmeyen İsrail bölgede birçok ülkeyi hedef aldığı gibi Lübnan’ı da vurmaya devam ediyor. 17 Kasım’da Lübnan’ın önde gelen futbolcularından 19 yaşındaki Celine Haidar, Beyrut’un güney banliyölerindeki evinin yakınlarında İsrail’in düzenlediği saldırıda ağır yaralandı ve komaya girdi. Haidar, Lübnan Kadın Milli Takımı’nın kaptanıydı.

Beyrut’un Saint-Georges Hastanesi’nde yatan Haidar’ın annesi yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: ‘’Kızım başından vuruldu, beyin kanaması geçirdi ve kafatası çatladı. Yurt dışında yarışmayı hayal ediyordu. Cristiano Ronaldo ve Lionel Messi gibi olmak istediğini söyledi. Bir yıldız olmak ve herkesin onun hakkında konuşmasını istiyordu. Artık herkes ondan bahsediyor çünkü hiçbir ilgisi olmayan bir savaşta yaralandı. Hayalini öldürdüler.’’

Filistinli spor gazetecisi Leyla Hamed yaşananları BirGün’e değerlendirdi.

Hamed, “Celine Haidar hem Lübnan Kadın Futbol Takımı’nın hem de Beyrut Futbol Akademisi’nin bir üyesi ve sahadaki akıllı oyun tarzıyla tanınan uluslararası bir şampiyon” dedi. Haidar’ın cumartesi günü geçirdiği beyin ameliyatından sonra uyutularak komada tutulduğunu belirten Hamed, “İsrailli oyuncuların her uluslararası turnuvada yarışmasına izin verilirken, Celine komada” diye konuştu.

BATI’NIN ‘KORUYUCU’ ROLÜ

Afganistan kadın milli takımı futbolcularının kaçışıyla ilgili çok fazla haber yapıldığını vurgulayan Hamed, “Çünkü bu Batı’yı kadınların koruyucusu olarak konumlandırmakla uyumluydu.

Fakat Lübnan kadın milli takımı oyuncularının Batılı silahlarla havaya uçurulması bu ‘anlatıya’ uymuyor.”

Leyla Hamed sözlerine şöyle devam etti:  “Kadın futbolundaki ilerleme her ne kadar yüreklendirici olsa da, futbol camiasının büyük bir kısmının (oyuncular, taraftarlar, medya kuruluşları…) sessizliği sürpriz değil ama yine de yürek burkucu. Futbolda çeşitlilik ve kapsayıcılık iddiaları bir saçmalıktan öteye gitmiyor. Bazı oyuncular zamanlarının büyük bir bölümünü insan haklarını savunmak için harcıyor (100’den fazla kadın oyuncunun Suudi sponsorluğuyla ilgili olarak FIFA’ya gönderdiği mektuba bakmak yeterli) ancak konu Lübnanlıların ya da Filistinlilerin hayatına gelince ortalıkta görünmüyorlar. Eğer Celine Ukraynalı bir oyuncu olsaydı, tüm medyada manşet olurdu.”

https://www.birgun.net/makale/israil-olum-saciyor-bati-sessiz-kaliyor-578676