Polatlı Gündem Haber

reklam

Kuzey Kıbrıs’ta neler oluyor?

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
Kuzey Kıbrıs’ta neler oluyor?
74 views
07 Mayıs 2025 - 9:44
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

Kuzey Kıbrıs’ta neler oluyor?
Karapara trafiği, uyuşturucu-bahis sarmalı, gerici kuşatma ve Ankara’nın dayatmaları. Akdeniz’in bu küçük adasının kuzey kısmında neler oluyor? Tayyip Erdoğan’ı “Hoş gelmedin” manşetleriyle karşılayan Kıbrıslı Türkler, Ankara’nın kendilerini açıkça kolonileştirmeye çalıştığını vurguluyor.

Doğu Akdeniz’de Ortadoğu’ya sıçrama mesafesindeki Kıbrıs adasının her iki yakası yakın tarihlerinin en hareketli günlerine sahne oluyor. İkiye bölünen adanın güneyinde ABD’nin askeri üs çalışmaları, Orta Asya ülkelerinin tanıma adımı, NATO’ya alınma girişimleri derken Güney Kıbrıs küresel jeopolitiğin merkezine oturdu. Adanın Türkiye’ye bakan kuzey kesimi ise küresel jeopolitik açıdan olmasa da Türkiye ile bağlantılı büyük sansasyonel gelişmelere sahne oluyor.

Kara para trafiği, uyuşturucu ve bahis skandallarının bir ucu da Ankara’ya uzanırken AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Lefkoşa’daki “külliye” açılışı için Türkiye’den binlerce kişinin adaya taşınması gözleri bir kez daha adaya çevirdi. 1990’lardan itibaren kumarhanelerin ve offshore bankaların aktarılmasıyla Türkiye’nin arka bahçesine dönüştürülen Kuzey Kıbrıs, hali hazırda dünyanın en büyük kara para aklama işlerinin döndüğü bir ada konumunda.Kuzey Kıbrıs’taki gelişmeleri beş ana başlık altında toparlayacak olursak;

• Dinci dayatmalar: Mart ayı başlarında Kuzey Kıbrıs’ta başörtüsü krizi baş gösterdi. Lefkoşa’daki İrsen Küçük Ortaokulu’na bir öğrencinin derse başörtüsüyle girmek istemesi fitili ateşledi. Öğretmenler, başörtüsüyle derse girmenin ‘tüzüğe aykırı’ olduğu gerekçesiyle eyleme gitti. Ersin Tatar yönetimi ‘disiplin tüzüğü’nü değiştirerek ortaokul ve lise öğrencilerinin başörtüsü takmasının önünü açtı. Bu adım Kuzey Kıbrıslıları ayağa kaldırdı. On binlerce kişi meydanlara çıktı, günler süren protestolarda düzenlemenin geri çekilmesi istendi. Protestolarda ‘Geçit Yok’ ve ‘Kıbrıs laiktir, laik kalacak’ sloganları atılırken protestoların hedefinde Türkiye de vardı.

• Uyuşturucu trafiği: Kuzey Kıbrıs tüm Avrupa ve Ortadoğu’nun en büyük kara para trafiğinin merkez üssü konumunda. Güney Amerika’dan yola çıkan uyuşturucu gemilerinin uğrak yeri olan Kıbrıs, büyük mafya hesaplaşmalarına sahne oluyor.

• Bahis-kumar sarmalı: Adanın kuzeyi aynı zamanda bahis ve kumarın da merkezi konumunda. Kumarın ve bahis oyunlarının serbest olduğu Kuzey Kıbrıs, bu vesileyle kara paranın da aklandığı merkez üslerden birisi. İki yıl önce öldürülen yasadışı bahis baronu Halil Falyalı cinayeti adadaki baron düzeninin en somut göstergesiydi. Son olarak geçen hafta Hollanda’da öldürülen Falyalı’nın kasası Cemil Önal suikastı, karanlık sarmalın sadece bir kesiti. İtirafçı olan Önal’ın CIA ve Hollanda korumasındayken öldürülmesi kirli ağın derinliğini göstermesi açısından çarpıcı.

• Kara para aklama: Kuzey Kıbrıs hali hazırda dünyadaki en büyük kara para aklama merkezlerinden birisi. Türkiye dışında hiçbir ülkenin tanımadığı KKTC’nin yalıtılmış hali, her türlü kirli ilişkiye zemin hazırlarken özellikle Rus ve Kafkas mafyasının ve Avrupalı baronların parasını temizlediği dünyanın en büyük çamaşırhanesi konumunda.

• Ankara’nın dayatmaları: Türkiye oldum olası Kuzey Kıbrıs’ı bir vilayeti olarak gördü. Bu durum AKP ile birlikte daha da boyutlandı. Cemaat-tarikat örgütlenmelerinin önüne açan AKP iktidarı, Kuzey Kıbrıs’a her alanda dayatmalarda bulundu. Kuzey Kıbrıslıların iradelerini hiçe sayarak kararlar aldı, kimi zaman ekonomik dayatmalar kimi zaman da fiili tehditlerle istediklerini uygulatmaya çalıştı. Pek çoğunu da gerçekleştirdi. Son olarak Cumartesi günü Lefkoşa’ya giden Erdoğan, Kıbrıslıları açıkça tehdit ederek “kızlarımızın başörtüsüyle uğraşmaya kalkarsan kusura bakma karşında bizi bulursun” dedi.

ANKARA’YA UZANAN KİRLİ AĞ
Halil Falyalı’nın Ankara’ya uzanan kirli ilişkileri Falyalı’nın kasası Önal’ın itirafları sonrası yeniden gündeme taşındı. Bugün Kıbrıs gazetesinde Ayşemden Akın imzalı Halil Falyalı yazı dizisinde “MİT’in peşinde olduğu 5 kayıp video: Devletin en üst kademelerine uzanan kirli ilişkiler ağı…” başlığıyla bu konu ele alındı. Yazıda, “Yolsuzluk, rüşvet, infazlar ve kayıp videolarla örülü bir karanlık tablo. Falyalı suikastının ardından ardında kalan miras, sadece para değil; bir mafya imparatorluğu, bir istihbarat savaşının izleri ve devletin en derin katmanlarına sızmış bir düzen. Bu düzen hala işliyor” denildi.

“Kıbrıs’ta kurulan sanal bahis imparatorluğu, Türkiye, İngiltere, Dubai ve daha birçok ülkede kara para trafiğini sürdürmeye devam ediyor” ifadelerinin yer aldığı yazı dizisinde Önal’ın itirafları meselenin vahametini gözler önüne seriyordu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Eski Başbakan Binali Yıldırım’ın çocuklarına ve eski Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim gibi isimlar iddiaların merkezindeydi. Kirli ilişkiler ağı Türkiye’deki siyasetin de merkezine oturdu. Öyle ki Erdoğan, İBB’ye yönelik operasyonlar devam ederken “Turbun büyüğü heybede” çıkışına CHP Lideri Özgür Özel, “Kıbrıs kadar büyük bir turp var” sözleriyle yanıt verecekti.

ANKARA BİZİ KOLONİLEŞTİRDİ
Avrupa Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Şener Levent, Kuzey Kıbrıs özelinde yaşananları değerlendirirken Türkiye’nin kendilerini kolonileştirdiğini söylüyor. Gerici dayatmaların yeni olmadığının Kuzey Kıbrıs’ın hemen her köyüne, kasabasına camilerin inşa edildiğini kaydeden Levent, şu ifadeleri kullanıyor: Türban krizi bu gerici dayatmaların son örneği. Sendikalar AYM’ye gitti ancak Erdoğan’ın baskısı var. Bu baskı varken AYM üyelerinin bağımsız bir karar vermesi nasıl beklenir ki? Burada bir egemenlik yok, yarım yüz yıldır Türkiye’nin tahakkümü altındayız. Türkiye’nin bir kolonisiyiz artık.”

ADA’DAKİ KARANLIK DEHLİZ
K.Kıbrıs her yönüyle daha çok konuşulacak. İç içe geçen ilişkiler sarmalında Ada rnefes alamayacak durumda. Gerçek nüfusu dahi tam olarak bilinmeyen, en son resmi genel nüfus sayımının 4 Aralık 2011 tarihinde yapıldığı Kuzey’de o tarihten bu yana nüfus sayımına gidilmedi. Kıbrıs Postası yazarı Mert Mapolar, “Nüfus sayımı yapmaktan niye korkuyorsunuz?” başlıklı yazısında bu duruma şu sözlerle dikkat çekiyor: “KKTC’nin gerçek güncel nüfusu bilinmiyor. Bir ülkenin gerçek nüfusunun bilinmediği ve uzun süredir nüfus sayımının yapılmamış olması, demografik gerçekliğin, bir sis perdesiyle örtülmesine neden olmaktadır…”

∗∗∗

MÜDAHALE HER ALANDA KENDİNİ HİSSETTİRİYOR
KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş şöyle diyor: Son üç yılda belirgin şekilde artan bir kültürel müdahale ile karşı karşıyayız. Öğretmen sendikaları olarak, tarikatların kamusal eğitime sızma girişimlerinin farkındayız. Bu alandaki mücadelemizi bilimsel temelde örgütlüyor, Türkiye’de yaşananları dikkatle analiz ederek toplumu yerinde uyarıyoruz.

MAFYA, KUMAR DÜZENİ
ABD Dışişleri’nin İnsan Hakları Raporu’na göre, Kıbrıs’ın kuzeyinde insan ticareti ve yolsuzluk ön planda. Kuzey Kıbrıs Yolsuzluk Algısı Raporu da bunu doğruluyor. Bugün Kıbrıs’ın ortaya koyduğu iddialar, adanın kuzeyinin yasa dışı bahis, uyuşturucu, kara para cennetine dönüştüğünü gösterdi. Bu iddiaların sahibi Cemil Önal’ın üçüncü yayından sonra Hollanda’da öldürülmesi, gazeteci Ayşemden Akın’ın tehdit alması, toplumu rahatsız etti.

AKP hükümetinden gelen siyasi ve ekonomik dayatmalar, yerel iradeyi zayıflatmakta ve halk iradesini gölgelemektedir. İki halk arasındaki kültürel ve dostane ilişkiler, Kıbrıslı Türklere yönelik dışlayıcı ve hasmane söylemlerle zarar görmektedir.

Kıbrıs Türk toplumu uzun süredir bilgi yüklemesiyle kuşatılmakta ve her sorunun üzerine başka bir sorunla yüzleşmektedir. Kıbrıs sorununun yeniden görüşüldüğü, toplum liderliği seçimlerinin yaklaştığı, Doğu Akdeniz’in yeniden şekillendiği, yolsuzluğun ve enflasyonun arttığı, eğitim, sağlık ve sosyal sorunların çözümsüz kaldığı bir dönemde, bu kez de laiklik hedef alındı.

AKP’NİN MÜDAHALELERİ
18 yaş altındaki çocukların okula türbanla girmesinin önünü açan, anayasaya aykırı bir tüzükle karşı karşıya kaldık. Bilimsel ve pedagojik açıdan, küçük çocukların özgür iradesi olmayacağını; bu uygulamanın bireysel özgürlük değil, ailenin yönlendirmesiyle duygusal istismara dönüşeceğini vurgulayarak toplumsal mücadeleyi başlattık. Seküler–laik yaşamı, demokrasiyi ve iyi yönetimi savunan halk sokağa çıktı. Bu onurlu duruştan rahatsız olan başta hükümet, tarikatlar ve AKP, mücadeleyi “Türk ve din düşmanlığı” gibi söylemlerle bölmeyi denedi. Başaramayınca, sendikacıları hedef göstererek ahlaki sınırları aşan ifadelerle saldırıya geçti. Toplumsal direniş her geçen gün büyüyor. Hak, hukuk ve laiklik mücadelesinden asla geri adım atmayacağız.

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
REKLAM ALANI

(336x280px)

Anasayfa Sağ Bloka Esnek veya Sabit ölçülerde SINIRSIZ reklam alanını şablon olarak ekleyebilirsiniz. Şuan örnek olarak sadece 2 reklam kullanıldı.

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.