Yargı kuşatmasına karşı birliktelik
Halk TV’deki gazeteciler, insan hakları savunucuları ve İstanbul Barosu yönetimi bugün mahkeme koridorlarında adalet arayacak. Davalar öncesi yargı kuşatmasına karşı birliktelik çağrısının önemine vurgu yapıldı.
Baskıyı her geçen gün artıran, muhalefete yargı sopası gösteren iktidarın hedefe koyması ile birlikte son 3 ayda muhalefete yönelik yargı kararları hız kazandı. Gazetecisinden, avukatına, insan hakları aktivistine kadar tutuklanan, gözaltına alınan herkes adalet arayışı içerisinde. Bugün görülecek davalarda da gazeteciler, avukatlar ve insan hakları aktivistleri hakim karşısına çıkacak.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun düzenlediği basın toplantısında gündeme getirdiği bir bilirkişi ile ilgili TV haberini yayınlayan Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, Sorumlu Müdür Serhan Asker, Programlar Koordinatörü Kürşad Oğuz, Programcı Barış Pehlivan ve sunucu Seda Selek hakkında açılan davanın ilk duruşması bugün yapılacak.
GAZETECİLİK YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Saat 09:30’da 54. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşma öncesi konuşan Oğuz, “Bilirkişi soruşturması kapsamında dört arkadaşımla birlikte hakim karşısına çıkacağız. Bize atılı suçlama ‘gizli görüşmeyi ifşa ve bilirkişiyi etkileme’ Oysa tüm Türkiye yapılanın bir gazetecilik faaliyeti olduğunu ve bu faaliyetin Türkiye’nin daha güzel bir ülke olması için yasalarla korunması ve gözetilmesi gerektiğini biliyor. Ama maalesef böyle olmuyor. Bizi bırakın daha bir hafta önce BirGün Gazetesi’nden üç meslektaşımız, yapılan haberi haber yaptılar diye gözaltına alındı. Biz doğru bildiğimizi yapmaya, gerçekleri anlatmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle tüm meslektaşlarımıza ve izleyicilerimize verdikleri destek için bir kez daha teşekkür ederim” dedi.
TOPLUMA KARŞI SORUMLUYUZ
Sunucu Seda Selek ise, “Gerçeklerin üstüne gitmeden, soru sormadan, sorgulamadan gazetecilik yapamazsınız. Susarak, halkın haber alma hakkına hizmet edemezsiniz. Gazetecilik en yalın tanımıyla, toplumu ilgilendiren her konuda araştırma, bilgi toplama, derleme ve haber içeriğini oluşturarak bunu tarafsız bir şekilde kamuoyunun bilgisine sunmaktır. Gazeteci topluma karşı sorumludur. Bugün, bu davada yargılanmamıza sebep olan suçlamalara karşı aslında yapmaya çalıştığımız şey de budur. Haber kanalarının canlı yayınladığı, tüm haber mecralarında yer bulan, kamuoyunun merak ettiği, hakkında pek çok iddianın ortaya atıldığı bir bilirkişi ile ilgili yayın yaptığımız için, sorulara cevap aradığımız için suçlanıyoruz” dedi.
“Basın özgür olmadan özgür ve demokratik bir ülke inşa etmek mümkün değil” diyen Selek, “Bugün, ‘halkı yanıltıcı bilgi, hedef gösterme, yargı sürecini veya yargı görevini yapanı etkileme, yanıltıcı bilgiyi yayma’ gibi suçlar üzerinden haberlere sansür koymak, gazetecileri yargılamak, mesleğin varoluş nedenini inkar etmek ve bu mesleği yapamaz hale getirmektir. Bizden önce yargılanan, cezalandırılan, bizden sonra da pek çok soruşturmaya konu olmuş gazeteci arkadaşımız da mesleğini ve halkın haber alma hakkını savunmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.
Bilirkişiyle yapılan telefon görüşmesinin kaydını yayınlanmasının ardından Halk TV’den beş gazeteci hakkında soruşturma başlatılmıştı. Savcılık ve hakimlikte, haberin sorumluluğunu üstlenen ve sadece gazetecilik yaptığını belirten Halk TV Genel Yayın yönetmeni Suat Toktaş tutuklanırken, dört gazeteci hakkında adli kontrol hükümleri uygulanmıştı. Suat Toktaş 33 gündür Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuluyor. Suat Toktaş ile 4 gazeteci hakkında hazırlanan iddianamede, toplam 55 yıl hapis cezası isteniyor.
‘TANRIKULU ÖZGÜR OLMALI’
Ankara’da 29 Kasım 2024 tarihinde çıkarıldığı mahkemede tutuklanan hak savunucu Nimet Tanrıkulu’nun yargılandığı davanın ilk duruşması bugün İstanbul Adliyesinde görülecek. Saat 11.00’de İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek dava öncesi birçok kentte İnsanları Hakları Derneği (İHD) ve 78’liler Girişimi öncülüğünde ortak açıklama yapılarak, Tanrıkulu’nun serbest bırakılması talep edildi. İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Beyoğlu’ndaki İHD İstanbul Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısında insan hakları mücadelesinde yıllardır aktif rol alan Tanrıkulu’nun serbest bırakılması gerektiğini belirterek, “Onun tutuklanması, yalnızca kendisine değil, Türkiye’deki insan hakları mücadelesine yönelik bir saldırıdır. Tanrıkulu’nun özgürlüğünü talep ediyoruz. Nimet’i yalnız bırakmayacağız” dedi.
AVUKATLAR DA ADALET ARIYOR
İstanbul Barosu hakkında yürütülen soruşturma kapsamında, Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu ile yönetim kurulu üyelerinin görevlerine son verilmesi ve yeni yönetim seçilmesi talebiyle açılan dava da bugün görülecek. Saat 09.30’da Çağlayan Adliyesi’ndeki İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülecek dava için dayanışma ve birliktelik çağrısı yapıldı. Kaboğlu yayınladığı açıklamada, “Bu dava bizlere açılan, hukuk dışı, akıl dışı ve anayasa dışı bir davadır. İstanbul Barosu yönetimi olarak hep hukukun ortak paydasında birleşmeyi, hukuku etkili kılmayı amaçladık ve bu yönde çalışmalar yürüttük. Bu haksız davalara karşı hukuk yoluyla demokrasi adına olağanüstü genel kurulda bir araya gelerek dayanışma öğreneğini sergiledik. Çağlayan’da da bu haksız davayı karşı büyük buluşmayı gerçekleştireceğiz” ifadelerini kullandı.