Sokağın kafası net
Çözüm tartışmalarına ilişkin siyasetin tepesinde yaşanan kafa karışıklıklarının sokakta çok fazla karşılığı olduğunu söylemek mümkün değil. Binlerce yurttaş farklı gerekçelerden dolayı tepkilerini dile getirmek için sokakta kendisini ifade etmeye çalışıyor.
Ekonomik kriz, yüksek enflasyon, adalete duyulan özlem, sokaktaki şiddet, çocuk ve kadın katliamları ülkeyi esir almış durumda. Ülkenin üzerine çöken mutsuzluk ve umutsuzluk hali neredeyse uzaydan görülecek düzeye geldi.
Ama memleketin konuştuğu başlıklar bunlar değil. Seksen milyon hep birlikte Bahçeli ile Erdoğan’ın başımıza nasıl bir çorap ördüğünü çözmeye çalışıyoruz.
Bildiğiniz gibi MHP Lideri Bahçeli marifetiyle 40 gün önce başlatılan süreç tüm garipliğiyle devam ediyor. Şaka gibi ama Öcalan’ın Meclis’te konuşma çağrısına kayyum atamaları ve gözaltıların eşlik ettiği günlerden geçiyoruz. Toplumun çok önemli bölümü büyük bir endişe ile olanı biteni anlamaya çalışırken siyasetin tepesindeki sükunete bakıp kendini dehşete düşmekten alamıyor.
MUHALEFET KAFA KARIŞTIRIYOR!
Medyada çıkan haberler, yandaşların yönlendirmesi, muhalefet cephesinden gelen birbirleriyle çelişen açıklamalar kafa karışıklığını daha da artırıyor.
Meseleyi sadeleştirmek için ortalıkta dolaşan soruları yeniden hatırlayalım.
Bahçeli eliyle başlatılan sürecin sorun çözmek için olmadığı artık netleşti. İlk günlerde muhalefet ekranlarını bile istila eden “Bahçeli’nin inisiyatifi ile barış umudu” tartışması şimdilerde yerini “iktidarda kalmak için yapılan bir hamle” tespitine bıraktı.
ERDOĞAN VE BAHÇELİ ARASINDA SORUN MU VAR?
Sürece dair iktidar cenahından atılan adımlar bir gurup medya mensubu tarafından ısrarlı şekilde “aralarında ayrılık var” şeklinde yorumlandı, yorumlanmaya devam ediyor. Oysa daha ilk günden beri bunu destekleyecek tek bir emare olmadığı gibi tam tersi destek açıklamaları geldi. Rejimin devamında ve bunun Erdoğan eliyle sürdürülmesi konusunda tam mutabakat var. Yol ve yöntem konusunda ayrılık olabilir. Ama bunun, işin esasını değiştirmeyeceği çok açık. Yaşanan kısmi farklılıkları aralarında yapılmış bir iş bölümü olarak değerlendirmek daha doğru olur.
SÜRECİ KAYYUM MU BİTİRDİ?
İktidarın Öcalan’ı Meclis’e çağırma siyasetiyle kayyum uygulamaları birbirinin tezatı gibi görünse de iktidarın nihayi amacı esas alındığında bir noktada birleştikleri görülecektir. Kayyum iktidar için toplumsal muhalefeti sindirme, muhalefet partilerini bölme ve kendine rant alanı açmanın yöntemi. Yandaş yazar Abdulkadır Selvi’ye göre her sabah bir kayyum haberi ile uyanabiliriz. Buradan da anlaşılacağı gibi iktidar kayyum siyasetini istediğinde devreye alacağı bir silah olarak kullanmaya devam edecek. O yüzden kayyumla birlikte Bahçeli’nin başlattığı sürecin bittiğini söylemek için henüz erken. Nitekim Bahçeli kayyum öncesi ifade ettiklerine benzer cümleleri kayyum sonrası da kullanmaya devam ediyor.
NORMALLEŞME İÇİN BİTTİ Mİ?
Hem CHP hem DEM iktidar hamleleri karşısında net tutum sergilemekte zorlandı. CHP’nin 23 Nisan resepsiyonundan bu yana devam ettirdiği normalleşme sürecinden kolay kolay vazgeçme niyetinde olmadığını Genel Başkan’ın ağzından duyduk.
Benzer bir kafa karışıklığı DEM içinde de var. Bahçeli’ni “sözlerimin arkasındayım” ifadesi üzerine Eş Başkan tarafından dile getirilen düşünceler partide “bekle gör” taktiğinin devam ettiğini gösteriyor.
SOKAĞIN HİKÂYESİ ÇOK DAHA BAŞKA
Siyasetin tepesinde yaşanan kafa karışıklıkların sokaktaki insanda çok fazla karşılığı olduğunu söylemek mümkün değil. Eğitimden, sağlığa, güvenlikten adalete kadar neredeyse her bir başlıkta halka iktidarı karşı karşıya getirecek uygulamalar yaşanıyor. Binlerce insan farklı gerekçelerden dolayı tepkilerini dile getirmek için sokakta kendisini ifade ediyor.
Muhalefet partilerinin ısrarla iktidarla, devleti (rejimi) ayırma çabasına karşın yurttaşın zihninde bu mesele çok daha net.
Yapılan kamuoyu yoklamaları da yurttaşın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle ilgili negatif yaklaşımını doğrular nitelikte. Ülkenin yüzde 70’ine yakını sorunların ana kaynaklarından bir olarak rejimi görüyor ve değişmesi gerektiğini ifade ediyor.
Son bir ayda siyasette yaşananlar, yurttaşın tepkisi ve Cumhur İttifakı’nın sözcülerinin beyanına rağmen muhalefette kafa karışıklığı devam ediyor. Bu durum da esas olarak partilerle toplumsal muhalefet arasındaki makası açıyor.
Cumhurbaşkanı adayına ve çözüm sürecine sıkışan muhalefetin iktidarın çizdiği dairenin dışına çıkma şansı yok.
5 HAFTADA NELER YAŞANDI?
• 1 EKİM
TBMM’nin açılışında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DEM Parti grubuyla el sıkıştı. Bahçeli “Dünyada barışı isterken, kendi ülkemizde barışı sağlamamız lazım” ifadelerini kullandı.
• 5 EKİM
Bahçeli DEM Parti sıralarına giderek milletvekilleriyle el sıkışmasına ilişkin açıklama yaptı: Ellerini sıkmam Türkiye partisi olarak gerekeni
yaptığımın göstergesidir.”
• 14 EKİM
Erdoğan, Bahçeli’nin DEM Parti Grubu ile tokalaşması hakkında, Biz Sayın Bahçeli’nin ortaya koyduğu tavrı ülkemizin demokrasi mücadelesi için olumlu ve anlamlı buluyoruz” dedi.
• 15 EKİM
MHP TBMM Grup Toplantısı’nda konuşan Bahçeli, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ı Meclis’e davet etti.
• 23 EKİM
Bahçeli’nin konuşmasının ardından Ankara Kahramankazan TUSAŞ Merkez Yerleşkesi’ne saldırı oldu.
• 24 EKİM
43 ay sonra DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan ile İmralı’da görüştüğünü duyurdu.
• 29 EKİM
İBB Başkanı İmamoğlu, “tepeden inme bir rejimle karşı karşıyız” diyerek rejimle arasına net çizgi çeken kritik açıklamalarda bulundu.
• 31 EKİM
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer tutuklandı, yerine İstanbul Vali yardımcı Can Aksoy kayyum olarak atandı.
• 4 KASIM
DEM Partili Mardin Büyükşehir Belediyesi başkanı Ahmet Türk, Batman Belediye Başkanı Gülistan Sönük ve Halfeti Belediye Başkanı Mehmet Karayılan’ın yerine kayyum atandı
• 5 KASIM
DEM Partili Mardin Büyükşehir Belediyesi başkanı Ahmet Türk, Batman Belediye Başkanı Gülistan Sönük ve Halfeti Belediye Başkanı Mehmet Karayılan’ın yerine kayyum atandı
DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, “Bize uzattığın eli biz tuttuk. Ama diğer elini ortağın parçaladı” dedi.